Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/972 E. 2019/12098 K. 04.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/972
KARAR NO : 2019/12098
KARAR TARİHİ : 04.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, … adlı kişi tarafından … ilçesindeki mermer atölyesinde işçi olarak işe alındığını ve işverenin bir süre sonra kendi oğlu … ve yine işyerinde çalışan …’ya Vakıfbank Müdürü …’e uğramalarını ve bir kısım kağıtlara imza atmalarını emrettiğini, onların da işçi-işveren ilişkileri doğrultusunda boş matbu kağıtlara imza attıklarını, kendisinin 1. sırada borçlu olduğunu ama paranın 3. sırada imzası olan şirket ortağ…’a ödendiğini, aynı işlemin bir kısım diğer işçilere de yapıldığını, aylıklarının ödenmemesi üzerine işten ayrıldığını, daha sonra başka bir firmada çalışırken aylığına haciz konduğunu ve ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmediğini, şirketin borcunun paydaş olmayan işçilere yükletilmeyeceğini, durumun anlaşılmasından sonra savcılığa suç duyurunda bulunulduğunu, Banka Şube Müdürü ve baba-oğul aleyhine … 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/430 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bankanın usulsüz kredi verme nedeniyle müdürün iş akdini feshettiğini ve kendi hatasını kabullenmiş olduğunu ileri sürerek; … 8.İcra Müdürlüğü’nün 2009/6118 Esas ve 2009/6119 Esas sayılı dosyalarında söz konusu kredi borçları nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ve maaşına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davalı banka, ticari amaçla hizmet sunan tüzel kişi olup, bu hukuki işlem içerisinde davacı, kullanılan tüketici kredisinde tüketici konumundadır. Bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Mahkemenin görevi hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflar bu hususu ileri sürmese bile bunun mahkemece re’sen nazara alınması gerekir. O halde mahkemece, müstakil Tüketici Mahkemesi var ise davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil Tüketici Mahkemesi yok ise ara kararı ile uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın Asliye Hukuk Mahkemesi olarak görülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.