Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/9636 E. 2019/6435 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9636
KARAR NO : 2019/6435
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalıya ait spor salonunda bulunan saunanın zemin döşemesinin kırılarak çökmesi sonucunda yaralandığını, olay sebebiyle uğradığı zararından, ayıplı hizmet veren davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 5.000,00 TL manevi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, kusur ya da ihmallerinin olmadığını, davacını kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin reddine, olay nedeni ile takdiri 1000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, üye olduğu spor salonunun sauna tahtasının kırılması sonucu yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı, maddi tazminat kapsamında tedavi nedeni ile hastaneye ödediği fatura tutarı ile ilaç masrafını da istemiştir. Ne var ki, mahkemece bu kalem ücretler değerlendirilmemiştir. Davacın hastane ve ilaç masrafı için yaptığı harcamalar yönünden davanın kabulü gerekirken bu hususların dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
2- Manevi tazminatın ve kapsamının taktiri hakime ait bir hak ve görevdir. Ancak hakim bu hak ve görevini yerine getirirken Medeni Kanun’un 4.maddesi hükmünü de gözetmek suretiyle hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalarak tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmek suretiyle makul bir tazminata hükmetmelidir. Mahkemece, olayın oluş şekli gözetilerek, manevi tazminatın hakkaniyet ölçülerine göre mevcuttan fazla verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.