Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/9436 E. 2019/7157 K. 13.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9436
KARAR NO : 2019/7157
KARAR TARİHİ : 13.06.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

… Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde davacı vekili avukat … ile davalı vekili avukat…geldi. Hazır olan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka bir güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı, davalı hazineye ait 818 nolu parselin devir olunan mülga Arsa Ofisi Genel Müdürülüğü’nce 6.2.1997 tarihinde satın alınıp, tapu ferağının verildiğini, 8.5.1997 tarihinde de dava dışı Harmandalı Belediye Başkanlığı’na satıldığını, Milli Savunma Bakanlığı tarafından askeri bölge alanı içinde kaldığından bahisle Harmandalı Belediye Başkanlığı aleyhine açılan dava sonucu, 14.2.2002 tarihli kararla davalı Hazine adına tescile karar verildiğini bu nedenle Belediye tarafından aleyhlerine açılan dava sonucu 14.4.2006 tarihinde masrafları ile birlikte 1.129.019 TL.nı ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek ödenen bedelin rücuan davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ödeme tarihi ile dava tarihi arasında 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Hazine’nin bir kusuru da bulunmadığından davanın esastan da reddine karar verimesini istemiştir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı taraf istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Hazineye ait ifrazla 1163 parselde bulunan taşınmazın 06/02/1997 tarihinde 14.000,00 TL ye davacıya (devrolunan mülga Arsa Ofisi Genel Müdürülüğü’ne ) satıldığı, daha sonra davacının taşınmazı 08/05/1997 tarihinde 21.000,00 TL ye dava dışı Harmandalı Belediye’sine sattığı, Hazine tarafından Belediye aleyhine açılan tapu iptal-tescil davası sonucunda taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği ve tapu kaydının 16/04/2002 tarihinde Belediye’den alınarak Hazine adına tescil edildiği, Belediye tarafından taşınmaz bedeli olarak ödenen bedelin tahsiline ilişkin açılan dava sonucu, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/191 E. – 2005/708 K. sayılı ilamı ile davacı TOKİ’den tahsili ile Belediye’ye 397.277,21 TL nin ödemesine karar verildiği, ilamlı icra sonucunda davacı tarafından 1.129.019,62 TL nin Belediye’ye 14/04/2006 tarihinde ödendiği ve davacının dava dışı Belediye’ye ödediği bedelin davalıdan rucüan tahsili amacıyla 20/04/2006 ve 30/11/2006 tarihli bildirimlerde bulunduğu ve eldeki davanın da 15/03/2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesi’nce TBK’nun 73. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı 17.4.2006 tarihi ile dava tarihi arasında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile zamanaşamı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olması nedeni ile TBK’nun 82. maddesi (BK’nun 66.md.) gereğince zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davacının isninaf talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazın dava dışı Belediye adına tapuda kayıtlı iken açılan dava sonucu elinden alındığından bahisle zapt hükümlerine göre açtığı dava sonucu, davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan maddi zarar tutarının kendi akidi olan davalı Hazine’den tahsiline ilişkin olarak eldeki davanın açıldığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Bu hali ile uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğuna göre, uygulanacak zamanaşımı süresi 6098 sayılı T.B.K. (eski B.K. 125.md) 146.maddesi uyarınca “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmü gereğince 10 yıldır. Diğer yandan, anılan yasanın “zamanaşımının başlangıcı” başlıklı 149. maddesinde (eski B.K. 128. md.) “Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar.” hükmü de gözetildiğinde, satış sözleşmesine konu taşınmaza ilişkin olarak akidine karşı olarak açılan eldeki davada, ödeme ve bildirim tarihlerine göre, zamanaşımı süresinin bu tarihte başlayacağa gözetildiğinde, 15.3.2012 dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin uyuşmazlığı sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilip zamanaşımı süresinin “2 yıl” olduğunun kabulü hatalıdır. Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesi’nce zamanaşımı süresinin, açılan dava tarihi itibariyle dolmadığı kabul edilip işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair hüküm tesisi ve verilen karara karşılık, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, bu hususa yönelik davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.