Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/9379 E. 2019/6437 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9379
KARAR NO : 2019/6437
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, … Mahallesi 641 ada 52 parsel B Blok 14 nolu bağımsız bölümü davalılardan satın aldığını, havanın yağmurlu olduğu günlerde tavan akması ve evin küflenmesi gibi ayıpların ortaya çıktığını, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/63 Değişik İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, alınan bilirkişi raporunda; mevcut ayıplar nedeniyle toplam 13.928,07TL miktarında zarar olduğunun tespit edildiğini, … 4. Noterliği aracılığıyla ihtarname çektiğini ancak davalıların hiç bir girişimde bulunmadığını, evin bu şekilde değerinin 50.000,00TL olduğunu ve kira gelirinin emsallere göre %60 daha az olduğunu ileri sürerek, dava konusu satışın iptali ile ödediği 93.500,00TL’nin ticari faiziyle birlikte tarafına ödenmesini, bu talepleri yerinde görülmez ise; değer kaybı nedeniyle 40.000,00 TL alacağın ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.13.3.2017 tarihinde açtığı birleşen davası ile, tavan akması nedeni ile konutta fiziken oluşan zararlar kapsamında 5.660,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının evi alırken gerekli özen ve itinayı göstermesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, satılan dairede mevcut tespit edilen nakisenin mahiyeti itibari ile ayıplı mal sayılamayacağı sonuç ve kanaatine varılmış olup, mevcut durumun bilinmesi halinde satış tarihine göre verilen meblağ 4500,00 TL eksik değerde olacağı sonuç ve kanaatine varılmış olup bu nedenle 4500,00 TL’nin dava tarihindeki faizi ile davalılardan alınıp davacıya verilmesine, falzya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, birleşen dava hakkında ise olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalılar tarafından satışı yapılan taşınmazda ortaya çıkan ayıplardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı davalılardan satın aldığı taşınmazdaki ayıplar nedeniyle öncelikle sözleşmeden dönerek bedel iadesi, mümkün olmadığı takdirde taşınmazda oluşan değer kaybının tahsilini istemiş, daha sonra birleşen davayı açarak,tavan akması nedeni ile konutta fiziken oluşan zararlar kapsamında 5660,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Usul yasası gereğince hüküm sonucu kısmında istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Öte yandan davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davanın birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtildikten sonra, yapılacak değerlendirme ile asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir.
Somut olayda, davacı alacak istemini asıl ve birleşen davada farklı istemlerde bulunmuş olup, mahkemece yalnızca tek bir dava varmışcasına hüküm kurulmmuş, asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm tesis edilmemiştir. Alacak iddiaları tek bir dava varmış gibi hükme bağlanamaz, bu hali ile verilen karar usulün 297/2 maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemeiştir.
SONUÇ: Yukaraıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedelerle temyiz eden davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.