Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/8958 E. 2018/9844 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8958
KARAR NO : 2018/9844
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı şirket, davalı kurum ile 6.5.2003 tarihinde yaptığı tıbbi malzeme satımına ilişkin sözleşme uyarınca 23.208.013.440 TL tutarlı tıbbi malzemeyi davalıya teslim ettiği halde bedelinin ödenmediğinden tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı firmanın kurucularından olan …ve …’nın aynı zamanda bağlantılı firma olan Formed Limited Şirketinin kurucu ortaklarından olup, … 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2003/39 esas sayılı dava dosyasında yargılandıklarını ve malvarlıklarına tedbir konulduğunu,bağlantılı firma yönünden fiyat farkı alacakları için takas ve mahsup haklarının olduğunu,bu aşamada ödeme yükümlülüğünün olmadığını, temerrüdün oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacak yönünden takibin devamına, işlemiş faiz yönünden talebin reddine, asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kabulü ile … 10. İcra Müdürlüğü’nün ……icra takip dosyasına konu 23.208,01 TL asıl alacak ile bu alacağa uygulanan 3.191,10 TL yasal faiz olmak üzere toplam 26.399,11 TL alacağa ilişkin davalının itirazının iptaline, icra takibinin bu miktar alacak üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere; bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde; bozmadan önce yapılan yargılamada, mahkemece davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacak yönünden takibin devamına, işlemiş faiz yönünden talebin reddine, asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Mahkemece verilen hüküm Dairemizin 2007/5604 esas 2007/9653 karar sayılı ilamıyla bozulmuş olup, mahkemece, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada … 10. İcra Müdürlüğü’nün ……. icra takip dosyasına konu 23.208,01 TL asıl alacak ile bu alacağa uygulanan 3.191,10 TL yasal faiz olmak üzere toplam 26.399,11 TL alacağa ilişkin davalının itirazının iptaline karar verilmiş ise de davacı tarafından bozma ilamından önce davacının işlemiş faiz talebi reddedilmiş olup davacı yan tarafından temyiz edilmemiş olduğu böylece anılan hususun kesinleşerek davalı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturduğu göz ardı edilerek davalının kazanılmış hakkı ihlal edilerek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde işlemiş faiz talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.