Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/8146 E. 2019/5952 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8146
KARAR NO : 2019/5952
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı …. vekili avukat … Geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, … Meyve ve Gıda San. AŞ. yönetim kurulu üyesi … … tarafından 1984 yılında … ilçesinde meyve suyu fabrikası kurulmak suretiyle ilçeye uzun yıllardır büyük yatırımlar yapıldığını, ilçe halkına geniş ölçüde istihdam olanakları sağlandığını, bu nedenle isminin ilçe nezdinde yaşatılması için … Meyve Gıda Sanayi AŞ ile … arasında 14/04/2006 tarihli protokol hazırlanarak imzalandığını, protokolün, koşullu bağışlama protokolü olduğunu, şirketin … Üniversitesi Rektörlüğünün …’de uygun göreceği bir arsa üzerinde eğitime katkı sağlamak amacıyla … Meslek Yüksek Okuluna Ek bina yaptırılması ve bağış yoluyla … Üniversitesine devredilmesi edimini yüklediğini, buna karşılık davalı … imzalanan protokolün 3. Maddesinin f bendi uyarınca ismin korunması yönünde Yüksek Öğretim Kurulu nezdinde girişimde bulunmayı yüklendiğini, binanın 2007 yılı Haziran ayında davalı … Rektörlüğüne bağış yolu ile devredilerek teslim edildiğini, inşaatın yapımı, teslimi ile ilgili taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın söz konusu olmadığını, şirketin bağlı olduğu … Holding Yönetim Kurulu Başkanı … …’ın yaptırılan binayı ziyareti sırasında bina üzerinde … … Meslek Yüksek Okulu ismini içerir bir tabela bulunmadığını, binada … Üniversitesi … Eğitim Fakültesi tabelasının asılı olduğunu farkettiğini, 02/01/2014 tarihinde … Eğitim Fakültesi Dekanlığına şahsen dilekçe ile başvuruda bulunduğunu, protokol hükümlerinin yerine getirilmesini talep ettiğini, verilen cevapta Yüksek Öğretim Kurumu ile yazışmaların devam ettiğini ve sonuca göre işlem yapılacağının bildirildiğini, protokol hükümlerine uyulması konusunda yaptıkları yazılı başvuru ve şifahi görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine protokol ilgililerine ihtarname gönderildiğini, … Üniversitesi Rektörlüğünün … Üniversitesi Rektörlüğüne devri ile … Üniversitesi Rektörlüğünün yasal hak ve yükümlülüklerinin … Üniversitesi Rektörlüğüne devredilmiş olduğunu, dolayısıyla devir işleminin gerçekleşmesini müteakiben … Üniversitesinin 14/04/2006 tarihli protokol hükümleri uyarınca gerekli edimleri yerine getirmek zorunda olduğunu belirterek öncelikle 14/04/2006 tarihli protokol hükümleri uyarınca Meslek Yüksek Okulu’nun Eğitim Fakültesine dönüştürülmesi halinde … … isminin tescili ve korunması gerektiğinden protokol gereği isim hakkının tescili ve korunması için YÖK nezdinde gerekli girişimlerde de bulunmak suretiyle … … ismini taşıyan tabelanın şirket tarafından yaptırılan binaya takılmasını, bu talebin davalılar tarafından yerine getirilmemesi ve talebin kabul edilmemesi halinde ön koşulu bağışlama protokolünde ön görülen ve bağışlamanın amaç ve nedenini teşkil eden koşulun gerçekleşmediği kabul edilerek bağışlama işleminin iptali ile davalıların uhdesinde kalan haksız ve sebepsiz olarak zenginleşmelerine neden olan miktarın bilirkişi marifetiyle tespiti ile şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulmak koşulu ile 30.000,00-TL sebepsiz zenginleşme bedelinin bağışlanan binanın davalılara devir ve tesliminden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, ayrı ayrı husumet itirazında bulunmuş ve davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı vekili tarafından davalı … Rektörlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davacı vekili tarafından davalı … Rektörlüğüne karşı açılan davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, …/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, … 2011, s.472).
Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Yine HMK.nun 27.maddesinin 2. bendi c bölümünde de, hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır. Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, UYAP üzerinde yer alan gerekçeli kararda olayın özeti yapıldıktan sonra birkaç satır boşluk bırakıldığı ve gerekçe yazılmadan davanın reddine karar verilmiş olduğu anlaşıldığından mahkeme kararında taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenerek hangi hukuki nedenlerle reddedildiği hususunda her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece, yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir kararın mevcut olmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.