Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/5914 E. 2019/3984 K. 26.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5914
KARAR NO : 2019/3984
KARAR TARİHİ : 26.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, Kuzey … Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ile belediye meclisi kararına dayanarak evini kendisine konut verilmesi karşılığında davalı belediyeye devrettiğini, 5293 numaralı kıymet takdir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 20.699,00 TL olarak belirlendiğini, davalının bu bedelin tamamını ödemesi gerekirken sadece enkaz bedeli ödediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 17.367,00 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dairemizin 18/12/2015 tarih 2015/34572 esas, 2015/37215 karar sayılı ilamı ile “….Benzer bir olayda davanın reddine dair direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında, Dairemizce de benimsenen kararda da belirtildiği üzere taraflar arasında yapılan sözleşmenin tarafların özgür iradesiyle düzenlendiği, davacının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca eksik belirlendiği iddia edilen bakiye alacağının talep edildiği, davacının bu talebinin kişisel hakka dayandığı, bu nedenle uyuşmazlıkta idari yargı değil adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 10.06.2015 gün 2014/13-1500 esas, 2015/1519 karar numaralı kararı) Bilindiği üzere görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Bu bağlamda mahkemenin, görevli olup olmadığını talep olmasa dahi kendiliğinden gözetmesi zorunludur. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da oluşmaz. Bu itibarla Dairemizin bozma ilamına uyulması da taraflar açısından kazanılmış hak teşkil etmez. Dava konusu olayda Dairemiz bozma ilamına uyulmasına rağmen yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca da davacının talebinin özel hukuk hükümlerine tabi kişisel hakka dayalı olduğu, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görevli mahkemenin adli yargı mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken ….” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın niteliğine göre görevli mahkemenin adli yargı mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, yargı yolu caiz olmadığından davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.