Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/5403 E. 2019/3710 K. 21.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5403
KARAR NO : 2019/3710
KARAR TARİHİ : 21.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı avukat … ile davacı vekili avukat …’in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile taşınmazının … Kolejinin kullanımına bırakılması hususunda emlak danışmanlığı hizmeti vermek üzere 15/01/2013 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalının 107.000,00-TL komisyon ücreti vereceğini, kendisinin yapmış olduğu çalışma ve müzakereler sonucunda davalı ile … Koleji arasında gerekli anlaşmanın yapıldığını, kendi edimini yerine getirdiği halde davalının 60.000,00-TL ödeme yaptığını, kalan 47,000,00-TL ödemeyi yapmadığını, ihtara rağmen ödemede bulunmadığını ileri sürerek, 47.000,00-TL’nin 15/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, 30.09.2013 tarihli tutanakta başka hiçbir alacağının kalmadığını belirttiğinden davacının alacağının kalmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kabulüne, 47.000,00-TL’nin 27/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı ile imzalanan emlak komisyon sözleşmesi gereği edimini yerine getirmesine rağmen bakiye kalan 47.000,00-TL alacağının tahsiline karar verilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, 50.000,00-TL’nin 24.06.2013 tarihinde, 10.000,00-TL’nin ise 30.09.2013 tarihinde ödendiğini, 10.000,00-TL ödemeye ilişkin verilen tutanakta hiçbir alacağının kalmadığını beyan ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 107.000,00-TL üzerinden düzenlendiği, davalının 60.000,00-TL ödeme yaptığı, tarafların daha sonradan yazılı sözleşmedeki ücret bedelini 60.000,00-TL’ye indirdiklerine dair herhangi bir beyanlarının bulunmadığı ve bu nedenle de danışmanlık ücretinin 60.000,00-TL ye indirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının temsilcisi sıfatı ile hareket eden …’ın verdiği belgede başkaca bir alacağının kalmadığını beyan etmesinin yazılı sözleşmedeki bedel gözönüne alındığında ancak makbuz niteliğinde olduğu, davalının toplam 60.000,00-TL ödeme yaptığı, 47.000,00,00-TL borcu kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olay değerlendirildiğinde; dava dışı …’ın temsilci sıfatıyla hareket ederek 50.000,00-TL ve 10.000,00-TL bedeli tahsil ettiği tarafların kabulünde olup uyuşmazlık konusu değildir. İhtilaf 30.09.2013 tarihli tutanakta tahsil edilen 10.000,00-TL lik belge içeriğinde yazan “… Başka hiçbir alacağım kalmamıştır.” ibaresinin borcu sona erdirip ermediği yönündedir. O halde mahkemece, temsilci sıfatıyla hareket eden … tarafından verilen 30.09.2013 tarihli tutanak başlıklı belgede yer alan “Başka hiçbir alacağım kalmamıştır.” yazısının dava dışı temsilci sıfatı ile hareket eden …’ın el ürünü olup olmadığı araştırılarak konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan dayanılan belgedeki yazının dava dışı …’ın el ürünü olup olmadığı yönünde rapor alınması ve rapor sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.