Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/5253 E. 2019/7510 K. 20.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5253
KARAR NO : 2019/7510
KARAR TARİHİ : 20.06.2019

1-…, 2-… vekilleri avukat … ile 1-… vekili avukat …, 2-… Yatırım Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekili avukat … aralarındaki dava hakkında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15/01/2015 tarih ve 2013/334-2015/22 sayılı hükmün Dairemizin 22/02/2017 tarih ve 2015/36178-2017/2171 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalı müteahhit şirketten 300.000,00-TL’ye bağımsız bölüm satın aldığını, 26.10.2010 tarihinde kat irtifak tapusunun verildiğini, sözleşme bedelinin 251.950,00-TL’sinin davalı bankadan alınan konut kredisi ile ödendiğini, dairenin sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmediğini, ihtar çektiğini, sonuç alamadığını, bağlı kredi kullandırması nedeniyle davalı bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürerek, 26.10.2010 tarihli daire satış sözleşmesinin 4077 sayılı yasaya aykırılık nedeni ile feshine, davalı firmaya ödenen bedellerinin faiziyle birlikte tahsiline, yoksun kalınan kira kaybının tespiti ile 31/08/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, konut finansman kredisinin feshi ile ipotek şerhinin kaldırılmasına, dava tarihine kadar ödenen kredi taksit bedellerinin ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, dava tarihinden sonraki kredi taksitlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiş; 15.01.2015 tarihli celsede, öncelikle sözleşmeden dönme hakkını kullandığını,kabul edilmediği taktirde sözleşmenin ayakta tutularak yoksun kalınan kira bedeli olarak 19.317,00.-TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen kararın davacı tarafın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.02.2017 tarihli ilamı ile onanmasına karar verilmiş, davacı bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair karar düzeltme taleplerinin reddine,
2-Davacının davalı şirket tarafından inşa edilen …Konutları’ndan 18.10.2010 tarihli sözleşme ile bir bağımsız bölüm satın aldığı, satış bedelinin 251.950,00-TL’sinin davalı bankadan kullanılan konut kredisi ile ödendiği, 26.10.2010 tarihinde kat irtifak tapusunun verildiği, sözleşmede satıcının 31/08/2011 tarihinde konutu teslim etmeyi yükümlendiği, sözleşmenin 11. maddesine göre ek üç aylık sürenin ilavesi ile teslim süresinin 30/11/2011 olduğu, ancak bu tarihte ve dava tarihinde halen bağımsız bölümün teslim edilmediği, mahkemece yaptırılan keşif ile A1 Blokta inşaat seviyesinin % 92 aşamasında olduğunun, blokların tamamı ve çevre düzenlemesi gözönüne alındığında projenin tamamlanma oranının % 80- 85 olduğunun ve dairenin oturulabilir durumda bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmakta olup, bu hususlar mahkemenin de kabulündedir. Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 15.01.2015 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalı şirketin taahhüt ettiği tarihte bağımsız bölümü teslim etmediği, dava tarihi itibariyle de konutun oturulabilir nitelikte olmadığı, davacıya fiilen teslim yapılmadığı, davalı şirketin sözleşmede öngörülen borcunu ifa etmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının satış sözleşmesinden dönme hakkını kullanabileceği açıktır. Bu durumda mahkemece, satış sözleşmenin feshi şartlarının oluştuğu gözetilerek davacının öncelikli olan bu talebinin gözetilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur. Hükmün bu husus yönünden bozulması gerekirken zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.02.2017 tarih ve 2015/36178 Esas ve 2017/2171 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme taleplerinin kabulü ile Dairemizin Dairemizin 22.02.2017 tarih ve 2015/36178 Esas ve 2017/2171 Karar sayılı“onama” ilamının kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarıda yazılı gerekçe ile davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.