Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/4905 E. 2020/5554 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4905
KARAR NO : 2020/5554
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki aalacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıya ait yarış atı yetiştirme harasında at yetiştiriciliği bakımı, atların tüm hizmetlerinin yapılması ve bekçilik işlerinde çalıştığını, ancak 04.05.2012 tarihinde işten çıkarıldığının kendisine söylendiğini, işçilik haklarının ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL’nin tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 29.248,73 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının kısmen kabulü ile, 15.532,69 TL’nin 3.000,00 TL’sine dava tarihi, 12.532,69 TL’sine ıslah tarihinden itibaren 16/11/2015 tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık 818 Sayılı BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, davacının 04.05.2012 tarihinde hizmet akdinin sona erdiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun “istisnalar” başlığını taşıyan 4/b. madde ve fıkrasındaki “50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde,” İş Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu durumda uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler hizmet ilişkisinin kurulduğu tarih itibariyle 818 Sayılı Kanun hükümleridir. Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, genel tatil, hafta tatili ile yıllık izin ücretleri alacağı yer olmaktadır. BK.’nun 344. maddesi’nde, “muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim takdir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez.” hükmü, yine BK.’nun 345/1. maddesi’nde ise, “Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur.” hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, “bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder.” hükmü vazedilmiştir. Yine, BK.nun 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, ” Sözleşme ile kararlaştırılmış ya da mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almayı reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir.” BK.nun 334. maddesine ise, ” İşveren işçiye mutat serbest saatler ya da günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir.” BK.nun 340./II. maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür. Somut olaya dönülecek olursa; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava hizmet akdinin haksız olarak davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle hak kazanılan işçilik alacakları isteğine ilişkindir. Mahkemece, tanık beyanları da nazara alındığında Borçlar Kanununda kıdem tazminatı ile izin alacağına ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığından davacı tarafın kıdem tazminatı ve izin ücreti alacağını talep edemeyeceği, bilirkişi raporunda hesaplandığı şekilde davacının çalıştığı sürelerde göz önüne alındığında 600,36 TL ihbar tazminatı, 8316,07 TL fazla çalışma alacağı, 1012,64 TL genel tatil ücreti alacağı, 5485,42 TL hafta tatil ücreti alacağı ile 118,20 TL aylık ücreti alacağı olmak üzere toplam 15.532,69 TL’nin davacı tarafca davalıdan istenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra 818 Sayılı BK’nun 344 ve 345. maddeleri uyarınca hizmet akdinin feshinin haklı olup olmadığı değerlendirililerek, davacının 818 Sayılı BK’na göre talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 795,78 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 31,40 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.