Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/4778 E. 2019/3032 K. 07.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4778
KARAR NO : 2019/3032
KARAR TARİHİ : 07.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat … geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, murislerinden kalan … ili, … ilçesi, … mevkiinde kain “ … Mah. 15. Sok. No: 90 ” adresinde bulunan dava konusu taşınmazda 2918 Sayılı imar affı uyarınca hak sahibi olduklarını, bu bölgenin kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edildiğini, kendilerinin de davalı … ile 02.10.2006 tarihli Tapu Tahsis Belgeli Tesis Sözleşmesi imzaladıklarını, söz konusu sözleşme ile davalı tarafından 100 m2’lik daire verilmesi karşılığında tapu tahsis belgeli taşınmazlarını davalıya devrettikleri gibi 72 taksit ile 28.211,77 TL ödemeyi üstlendiklerini ve 26 taksit karşılığı 9.933,34 TL ödediklerini, ancak … 13. İdare Mahkemesinin 13.05.2009 tarihli kararı ile kentsel dönüşüm projesinin iptal edilmesi üzerine taksit ödemesini durdurduklarını, söz konusu idare mahkemesi kararı ile davalının sözleşmeyi ifa olanağının ve faydasının kalmadığını ileri sürerek ifa yerine geçen bakiye müspet zararın belirlenmesini ve şimdilik 1.000,00 TL zararın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, 1.000,00 TL vaad edilen daire bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara ödenmesine, fazla hakların saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar eldeki dava ile davalı ile imzalanan 02.10.2006 tarihli Tapu Tahsis Belgeli Tesis Sözleşmesi gereği taşınmazlarını davalıya devredip kararlaştırılan taksit ödemelerini yaptıkları halde İdare Mahkemesi kararı ile projenin iptal edilmesi nedeni ile davalının ifa olanağının kalmadığını ileri sürerek ifa yerine geçen bakiye müspet zararlarının faizi ile davalıdan tahsilini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiş; Mahkemece, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL nin dava tarihinden işleyecek kanunu faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; öncelikle sözleşmede verilmesi gereken 100 m2’lik dairenin dava tarihi itibari ile 510.000,00 TL olduğu belirtilmiş, ayrıca Sözleşmeye esas teşkil eden … Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.02.2006 tarihli kararının 6. maddesinde Proje dahilinde kalan ve belediye ile konut sözleşmesi yapmayan imarlı kadastro arsa sahipleri ile tapu ve tapu tahsisli tüm tesislerin 2942 sayılı Yasa ile değişik 4560 sayılı Yasa kapsamında kamulaştırılacağı belirtildiğinden bir de kamulaştırma hesabının uygun olacağı ifade edilerek kamulaştırma bedelinin 1.210.800,00 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece, davalı taahhüdünü yerine getirmekten vazgeçtiğinden ve davacı ödeyeceği bedelin bir kısmı dışında borcunu yerine getirdiğinden kamulaştırmasız el atma hükümlerinin uygulanması gerektiği, 1.210.800,00 TL kamulaştırma bedelinden 18.807,08 TL arsa tahsis borcunun mahsubu ile davacıların 1.191.992,92 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; davacıların talebi ifa yerine geçen müspet zararlarının tazminine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmış olup, Mahkemenin talepten başka bir şeye hükmetmesi mümkün değildir. O halde mahkemece, davacının talebine uygun olarak değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.