Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/4094 E. 2019/2935 K. 06.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4094
KARAR NO : 2019/2935
KARAR TARİHİ : 06.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı … vekili avukat …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı … ile … liğinde ve milli takımda oynama konusunda 10 yıl süreli olarak 14 Kasım 2005 tarihinde sözleşme akdettiğini, bu sözleşmeden doğan tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının sözleşme gereğince maaş olarak aylık 1.650,00 TL ödenmesi gerekirken 483,00 TL ödendiğini, bazı turnuvalara çağrılmadığını, basında haksız olarak yarışmalara katılmamakla suçlandığını, rencide edildiğini, ceza kuruluna sevk edildiğini ve davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmeyi 17.04.2009 tarihinde haklı olarak fesih ettiğini ileri sürerek sözleşme gereğince ödenmesi gerekirken eksik ödenen maaş alacağının, kıdem tazminatının, sözleşmenin kalan süresi için ödenmesi gereken alacaklarının, faaliyet destek parasının ve sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan gelirin ayrıca yaşanan olaylar sonucunda duyduğu üzüntü nedeniyle 5.000,00 TL manevi zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı federasyonla imzalanan sözleşmeyi haklı olarak fesih ettiği ve sözleşme gereğince tazminata hükmedilmesi gerektiği iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, 17.04.2019 tarihinde sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini iddia etmekte, bunun nedeni olarakta davalı tarafından önemli olimpiyatlara ve davalı bünyesinde gerçekleşen etkinlik ve toplantılara çağrılmadığını öne sürmektedir. Dosya kapsamı ve taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere, davacı ilk olarak Rusya’ da düzenlenen olimpiyata davalı tarafından davet edildiği halde güvenlik endişesiyle kendisi katılmamıştır. Davacı dışında başka ülkelerden katılımcı olarak gösterilen bir kısım sporcunun da bu olimpiyata aynı gerekçeyle katılmadığı ancak olimpiyat öncesi Dünya Satranç Federasyonu tarafından sporculara teminat verildiği de anlaşılmaktadır. Sonrasında …’da gerçekleşen olimpiyatlara yine davalı tarafından davet edilmiş, bu seferde Rusya olimpiyatlarına katılmaması nedeniyle dsiplin kuruluna sevk edilişini gerekçe göstererek ikinci sefer davet edildiği bir olimpiyata katılım göstermemiştir. Akabinde Akdeniz olimpiyatları ve benzeri olimpiyatlar gerçekleşmiş, davacı bu olimpiyatlara davalının kendisini davet etmediğini, davet edilmediği takdirde katılamayacağını iddia etmiştir. Davalı tarafından …’da düzenlenen davalı bünyesinde gerçekleşen bir etkinliğe ise davacının 1 gün önce eline ulaşan bir tebligatla davet edildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, tarafların iddia ve savunmalarının sözleşme ile ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde, özellikle olimpiyatların önceden sporculara bildirilip bildirilmediği, bu konuda yükümlülüğün davalı tarafta olup olmadığı, davalının her olimpiyata davacıyı çağırma zorunluluğu bulunup bulunmadığı, milli sporcuların olimpiyat ve etkinliklere ne şekilde davet edildiği, olayda varsa bu şekli unsurların oluşup oluşmadığı konularında iç mevzuat ve fiili uygulamaları bilen konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gereklidir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu bu hususları aydınlatmaktan uzak ve yetersizdir. O halde mahkemece, anlatılan hususlar ve davacının sözleşmeyi feshetmekte haklı olup olmadığı konularında Yargıtay, mahkeme ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.