Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/2801 E. 2019/5973 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2801
KARAR NO : 2019/5973
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıdan 30/12/2007 tarihli fatura ile … Mahallesi ada: 1469, parsel: 11’de kayıtlı zemin kat 3 nolu daireyi satın aldığını, bu daireyi davalının da isteği ile 08/06/2009 tarihinde yapılan protokol ile davalıya verdiğini, karşılığında ise kombili 120m2 oturumu alınmış bütün olarak giderleri tamamlanmış, zemin üstü 1. Kat veya 2. Kat daireyi 01/04/2013 tarihinde anahtar teslimi olarak teslim etmeyi taahhüt ettiğini, buna karşılık davalının daireyi vermekten kaçındığını ve 18/12/2013 tarihinde 117 m2 daire gösterip sobalı 87 m2 asansörsüz, doğal gazı olmayan …pafta: 2/9 ada, 1234, parsel: 15’de bulunan binanın 2. kat 11 nolu bağımsız bölümünü devrettiğini, davalının bu teslimden sonra dairedeki vasıf eksikliğini gündeme getirip aradaki farkı karşılamasını talep ettiğini, fakat davalının bugüne kadar aradaki farkı tazmin yoluna gitmediğini, sözleşme gereği kaloriferli ya da doğalgazlı petekleri, kombisi takılı olarak giderleri tamamlanmış 120 m2 bir daire ile davalının teslim etmiş olduğu sobalı olarak giderleri yapılmamış, asansörsüz bir daire arasında oluşan farkın hesaplanarak ödenmesi gerektiğini belirterek oluşan zarara karşılık ıslahen 24.807,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09/06/2016 tarihli ilamı ile Tüketici Mahkemelesinin görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taşınmazdaki ayıp iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkindaki kanunun 4/2.maddesi uyarınca “Tüketici malın teslimi tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür” diye belirtilmekle dava konusu dairenin teslimi tarihinden itibaren maddede belirtilen 30 gün içerisinde davacı tarafça davalıya karşı her hangi bir ihbarda bulunulmamıştır. Açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Davalının cevap dilekçesinde, 30 günlük süre içerisinde ihbar yapılmadığına dair herhangi bir savunma bulunmamakta olup davalı bu savunmasını, bozma ilamından sonra dile getirmiştir. Def’i niteliğindeki süresi içerisinde ileri sürülmeyen bu husus savunmanın genişletilmesi niteliğinde olup mahkemece, işin esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.