Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/2486 E. 2019/12933 K. 24.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2486
KARAR NO : 2019/12933
KARAR TARİHİ : 24.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı emlakçı ile aralarında … ili, … ilçesinde 53 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın satışı konusunda 30.04.2011 tarihli sözleşme düzenlendiğini, anlaşmada taşınmazın satış bedelinin 156.500,00 TL olarak belirlendiğini, taşınmazı banka kredisi ile satın alacağını davalıya bildirdiğini, kredi kullanılacağı hususunun imzalanan sözleşmeye şerh düşüldüğünü ancak kredi başvurusu yaptıkları banka tarafından taşınmaz üzerinde kamu haczi olması sebebiyle kredi kullandırımının uygun bulunmadığının bildirildiğini belirterek ödediği 5.000,00 TL kapora bedelinin davalıdan tahsiline, komisyon alacağı ve cezai şart bedelinin tahsili için aleyhine yapılan … 7.İcra Müdürlüğünün 2011/11148E sayılı takip dosyası ve dosyaya konu sözleşmeden dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalılar aleyhine %40 az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı emlakçı, taşınmazın satışına aracılık ettiğini, kredi hususunda yapılan yardım tekliflerinin davacı tarafından geri çevrildiğini, bu hususun satış işleminin davacı tarafından keyfi nedenlerle gerçekleşmediğini açıkça ortaya koyduğunu, davacının kendisine verdiği 5.000,00 TL kapora bedelini taşınmaz maliki …’a verdiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan tellallık sözleşmesi gereği talep edilen komisyon bedeli ve cezai şartın tahsili istemiyle açılan takip nedeniyle borçlu olunmadığın tespiti ve ödenen kapora bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Tellallık sözleşmesini düzenleyen TBK 520. maddesinde, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı açıkca hükme bağlanmıştır. Yasa maddesi hükmü buyurucu niteliktedir. Tellalık sözleşmesi için öngörülen yazılı biçim ispat değil geçerlik koşuludur. O nedenle taraflar ileri sürmeseler dahi mahkemece doğrudan gözetilir. Yazılı olarak yapılması yasaca öngörülen ve özellikle Tellalık sözleşmesinde olduğu gibi tarafları karşılıklı yüküm altına sokan bir sözleşmenin hukuken geçerlik kazanabilmesi ancak borç yüklenenlerin imzalarının bulunmasıyla mümkündür.(T.B.K md 14.) Sadece bir tarafça imzalanmış bulunan bir belge hukuken tek taraflı bir irade açıklanması niteliğini taşır ve hakkın esasına yönelik bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcılığı kabul edilemez. Bu nitelikte bir belgeye dayanan tarafın iyi niyetli olması dahi az yukarıda açıklanan yazılı biçime ilişkin hukuki esasları etkilemez. O nedenle tellallık akdinde her iki tarafın imzalarının bulunması şarttır. Davacının dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği 30.04.2011 tarihli sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmede tellal olan davalının imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Söz konusu belgenin, Türk Borçlar Kanununun 520. maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış bir tellallık sözleşmesi olarak kabulü mümkün olmadığından, sözleşme bu yönüyle de geçerli değildir. Geçerli olmayan sözleşmeye dayanarak tellallık ücreti talebinde de bulunulamaz. Bu durumda, tarafların birbirlerine tüm verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etme yükümlülükleri vardır. Hal böyle olunca, mahkemece, geçersiz sözleşme gereğince verilen kaporanın davacıya iadesine ve davacı tarafından davalıya borçlu olunmadığının tespiti talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.