Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/1856 E. 2018/11691 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1856
KARAR NO : 2018/11691
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının, üniversitenin … Bilimleri Fakültesi’ni burslu şekilde kazandığını, 16.09.2008 tarihinde taraflar arasında zorunlu hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeye aykırı şekilde zorunlu görev süresi sona ermeden istifa ettiğini, sözleşme gereği ödemesi gereken masrafların tahsili için icra takibi başlattığını, takibe yapılan itirazın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL yönünden iptaline karar verilmesini istemiş, verdiği ıslah dilekçesiyle talebini 7.266,00 TL olarak arttırmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Yargılama makamları iddia ve savunmayı, taraflarca gösterilen delilleri gereği gibi incelemek ve ulaştıkları sonucu ikna edici bir gerekçeyle kararlarına yansıtmak zorundadırlar. Aksi bir durum, adil bir yargılama yapılmadığını gösterir. Mahkeme kararlarındaki gerekçesizlik Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan “adil yargılanma hakkı”nın ihlalidir.6100 sayılı HMK 297 maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı, belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Davacı eldeki davada itirazın iptalini istemiş, icra takibinde asıl alacakla birlikte işlemiş faiz de talep etmiştir. Davacı, davasını kısmi olarak açmış, ıslahla talebini asıl alacak miktarı olan 7.266,00 TL olarak arttırmış, faiz talebine ilişkin harç yatırmadığı gibi, işlemiş faiz tutarı ıslah dilekçesinde yer almamıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin 7.266,00 TL üzerinden devamına, davacı vekilinin işlemiş faize ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. İncelenen mahkeme kararında, gerekçe bulunmadığı gibi, davacının işlemiş faize ilişkin harçlandırılmış bir talebi bulunmadığı halde hüküm kısmında açıklama yapılmadan reddedildiği anlaşılmakla, usulün 297. maddesine aykırı olarak yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 124,08 TL harcın davacıya, 124,08 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.