Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/9792 E. 2018/9298 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9792
KARAR NO : 2018/9298
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin olarak dava dışı … ile davalı idare arasında 13.04.2010 tarihinde “…… İş Yeri Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi” ile bir adet iş yerinin satışının kararlaştırıldığını, kendisinin de bu iş yerini protokol ile devraldığını, sözleşmede taşınmazın tesliminin 6 ay olarak kararlaştırılmasına karşın hala teslimin gerçekleşmediğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla geç teslimden kaynaklı oluşacak kira kaybı için 1.000,00 TL, ticari kayıpları için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL’nin teslim tarihi olan 13.10.2010 tarihinden dava tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiş; bilahare talebini ıslah sureti ile arttırmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 32,532,75 TL’nin 13/10/2010 tarihinden dava tarihi olan 29/01/2014 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile dava dışı …’den devralmış olduğu iş yerinin geç teslimi nedeni ile kira tazminatı ve ticari kayıplarının davalıdan tahsilini istemiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Anılan yasa hükümleri gereği, davalı tarafın tacir sıfatı bulunmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece davaya genel mahkeme sıfatı ile bakılması gerekirken, aksi düşünce Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla bakılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.