Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/8632 E. 2018/11465 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8632
KARAR NO : 2018/11465
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, avukat olduğunu 1999 senesinde davalıdan aldığı vekaletname ile davalıyı bir Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında temsil ettiğini, ceza dosyasının davalı lehine 2008 yılında kesinleştiğini, aralarında bir ücret sözleşmesi imzalanmadığını, davalının vekalet ücretini ödemediğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000,00 TL vekalet ücretinin ve yaptığı masraflar için şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, vekalet ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacı 1999 senesinden bu yana davalının vekilliğini yaptığını, davalı adına … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 1999/137 esas sayılı dosyasını takip ettiğini ve sonuçlandırdığını buna rağmen sözlü olarak taahhüt edilen ücretinin ödenmediğini iddia ederek dosya için yaptığı masraflar ile birlikte vekalet ücreti alacağının da davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ise, masrafların kendisi tarafından karşılandığını, bu konuda aksini ispat yükünün davacıda olduğunu, ücret konusunda bir anlaşma olmadığını tarifeye göre bir miktar belirlenmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre, davacı avukatın hak ettiği vekalet ücretinin davanın açıldığı ve hukuki yardımın başladığı tarihe göre belirlenen 115,00 TL olduğu ancak davalı tarafından davacıya ödenen 500,00 TL avansın hangi giderler için harcandığı ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı tarafından ödendiği kabul edilip davacının vekalet ücretinden mahsup edilen 500,00 TL avansın 27.12.2004 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi ile ödendiği, ancak bu sözleşmede adı geçtiği halde davacının imzasının bulunmadığı, bu sözleşmenin davalının diğer avukatı aynı zamanda davacı ile de aynı büroda çalışan … ile imzalandığı ve avansında bu vekile ödendiği, söz konusu sözleşmenin 15 farklı dosyanın takibi için yapıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca dosya içinde bulunan … 24.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/131 esas sayılı dosyasında diğer vekil……’in vekalet ücretinin tahsili amacıyla davalıya itirazın iptali davası açtığı ve bu dosyada yapılan hesaplamada avukatın ücretinden sözleşmede bahsedilen 500,00 TL avansın zaten mahsup edilmiş olduğu ve mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın kesinleştiği görülmektedir. O halde, davalı tarafından açıkça bir takas mahsup talebi dahi olmadan davacı tarafa ödendiği de yukarıda anlatıldığı şekilde ispatlanamayan, davalının diğer vekiline ödeyeceği ücretten kesinleşen mahkeme kararıyla mahsup edilen bir tutarın bu dosya alacağından da mahsup edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.