Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/7520 E. 2019/2798 K. 04.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7520
KARAR NO : 2019/2798
KARAR TARİHİ : 04.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ile davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacılar, davacı …’a ait olup kardeşi davacı …’ın sevk ve idaresinde bulunan davalı firmanın üretiminde olan … Doblo 1.9 JTD marka 2005 model … plaka sayılı araç ile 05.05.2010 günü … ‘in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışarak ölümlü/yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, araçların kafa kafaya diye tabir edilen şekilde çarpıştığı kazada davacı …’a ait araçtaki hava yastıklarının açılmadığını, aracın ön şase kısmına direk ve şiddetli bir darbe olmasına rağmen hava yastıklarının açılmaması nedeni ile kaza neticesinin daha ağır ve vahim olduğunu, hava yastıklarının açılmaması nedeni ile aracın satıcısı olan firmanın araç malikine karşı 4077 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca ayıplı mal satmaktan dolayı ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun bulunduğunu, diğer davacılar yönünden de aynı şekilde hem ayıba karşı tekeffül hem de haksız fiil sorumluluğunun bulunduğunu, davacı …’ın ağır yaralandığını, ayağının kırıldığını, kafa travması geçirdiğini ve bunlara bağlı olarak bir dizi ameliyat geçirdiğini, davacıların oğlu, kardeşi ve yeğeni olan …’ın hayatını kaybettiğini, davacı …’ün 3 aylık hamileliğinin sona erdiğini, davacı …’in sporcu olduğunu ve kaza neticesinde ayağının kırılması sebebi ile tekrar spor yapma olasılığının düştüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile … için 1.000,00-TL, Doğan için 1.000,00-TL, … için 1.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, Ayşegül için 25.000,00-TL, Doğan için 25.000,00-TL, Vahit için 20.000,00-TL, … için 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına, .. için 15.000,00-TL, … için 7.500,00-TL, … için 5.000,00-TL, … için 2.500,00-TL toplam 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-HMK 31. madde uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi olup, bu doğrultuda hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.
Eldeki davada, davacılar 05.05.2010 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Ancak, davacıların her biri için manevi tazminat istemlerinin nedenleri netleştirmemiştir. Mahkemece, davacıların dava dilekçesindeki talepleri netleştirilmeden hüküm tesis edilmesi hukuka aykırı olup, HMK 31. maddesindeki hâkimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda, taleplerin açıklanmasına ilişkin ihtarlı kesin süre verilerek hüküm tesis edilmelidir. Bu görev yerine getirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Kabule göre; davacılar, 05.05.2010 tarihinde meydana gelen kazada davalının üreticisi olduğu aracın hava yastıklarının açılmadığını, aracın ayıplı olduğunu ve davalının bu ayıptan sorumlu olduğunu ileri sürerek, manevi tazminata hükmedilmesini istemişler; davalı ise kazada hava yastıklarının açılabilmesi için gerekli dik kuvvet ve her iki şase koluna da uygulanması gereken kuvvetin sağlanmadığını, hava yastıklarının açılması için emniyet kemerlerinin de takılı olması gerektiğini, kaza esnasında araçta bulunan kişilerin emniyet kemerinin takılı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 03.10.2011 tarihli bilirkişi raporundaki dava konusu araçta sürücü hava yastığının, yolcu hava yastığı açılmışken ve açılması için uygun koşullar mevcutken açılmadığı, bu nedenle sürücünün çok daha vahim sonuçlara maruz kaldığı değerlendirmeleri dikkate alınarak hüküm tesis edilmiş ise de bilirkişi raporundaki tespitlerin somut verilere dayanmadığı ve dava konusu aracın servis kayıtlarının incelenmediği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kaza esnasında emniyet kemerlerinin takılı olup olmadığının belli olmadığı, dava konusu araçta hava yastıklarının açılmasının ön şartının, emniyet kemerlerinin takılı olmasına bağlı olduğunu gösterir teknik bir bilgiye ulaşılmadığı, yolcu hava yastığının açılmasına ve uygun şartların mevcut olmasına rağmen hava yastığının açılmadığı, hava yastığı sistemine herhangi bir işlem yapılmadığı sürece hava yastıklarının böyle bir kazada açılması gerektiği belirtilmiştir. Rapora davalı tarafça itiraz edilmiş olup, davalı itirazında, dosyadaki fotoğraflardan kaza esnasında emniyet kemerlerinin takılı olmadığının anlaşıldığını, aracın ikinci el olması nedeniyle araca kaza öncesinde bir müdahalede bulunulup bulunulmadığının araştırılmadığını, hava yastıklarının açılması için gerekli şartlar değerlendirirken yeterli inceleme yapılmadığını iddia etmiştir. Davalının rapora itirazı ve dava konusu araca ait servis kayıtları getirtilip değerlendirilmeden karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, dava konusu araca ait tüm servis kayıtları da getirtilerek yeni bir bilirkişi heyetinden, davalının dosyada mevcut bilirkişi raporuna itirazları ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde, kaza esnasında araçta bulunan şahısların aracın hangi bölümünde olduğu ve üretici firmanın aracın üretimiyle ilgili kusurunun bulunup bulunmadığını da belirtir taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, karar usulden bozulduğundan bu husus tenkitle yetinilmiştir.
3-Bozma nedenine göre, davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bent uyarınca davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 617,75 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.