Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/7443 E. 2019/4052 K. 27.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7443
KARAR NO : 2019/4052
KARAR TARİHİ : 27.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı … yönünden davanın reddine, … yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalılardan … avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, davacılardan …’ın aynı zamanda diğer davalı … İnşaat ve Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı ve müdürü olduğunu, davalılardan …’nin her iki müvekkil tarafından Beyoğlu 13. Noterliği’nin 11 Haziran 2010 tarih ve 19209, 19210 yevmiye numaralı vekaletnameleri ile dava konusu taşınmazların satışı için vekil olarak tayin edildiğini, davalı …’nin mülkiyeti …’a ait olan iki adet dükkanı ve davacı … İnşaat ve Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait iki adet daireyi diğer davalı …’ye değerinin çok altında bir bedelle satmış gibi göstererek devrettiğini, … ile …’nin düşünce birliği ve menfaat ilişkisi içerisinde hareket ettiğini bu sebeple fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla iki adet depolu dükkan niteliğindeki gayrimenkullerin satış tarihindeki değerlerinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil davalı …’a verilmesine, iki adet daire niteliğindeki gayrimenkullerin satış tarihindeki değerlerinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil davalı … İnşaat ve Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının …’ye açtığı davanın reddine, davacı …’ın davalı … ‘ye açtığı davanın kısmen kabul, kısmen reddine 76.000,00 TL’nin satış tarihi olan 14.06.2010 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı … İnşaatın davalı … ‘ye açtığı davanın kısmen kabul, kısmen reddine 67.000,00 TL’nin satış tarihi olan 15.06.2010 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vekalet ilişkisinin kötüye kullanılmasına dayalı alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda; mahkemece, dava konusu gayrimenkullerin değerlerinin bilirkişilere tespit ettirildiği, … bulunan gayrimenkullerden 4 numaralı bağımsız dairenin bedeli satış tarihinde 90.000,00 TL, 5 numaralı dairenin bedeli 120.000,00 TL tespit edildiğini, 210.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı … İnşaat ve Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine hükmedilmesi gerekirken, sehven tapuda gösterilen değerler üzerinden hüküm kurulduğu gerekçeye yazılmıştır. Hükümde ise; “davacı … İnşaatın davalı …’ye açtığı davanın kısmen kabul, kısmen reddine 67.000,00 TL’nin satış tarihi olan 15.06.2010 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacılar vekili ve davalı … vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı … vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.