Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/6144 E. 2019/9410 K. 02.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6144
KARAR NO : 2019/9410
KARAR TARİHİ : 02.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili; müvekkili ile, ortağı …’ın, … 16. Noterliği’nin 25/08/2010 tarih, 19693 yevmiye numaralı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile … D Pafta, 7398 Ada, 1 parsel üzerinde inşaat yapma hakkını elde ettikleri, bu amaçla mimari proje çizdirdikleri, ruhsat müracaatı yaptıkları ve ruhsat aldıkları, bu süreçte davalı …’ın teklifi ile, sözleşmenin bu kişi ve ortağı … …’a devri hususunda anlaştıkları, bu anlaşma gereğince dava dilekçesinin ekinde yer alan tarihsiz “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” ile, devir karşılığı olmak üzere yedi adet daireyi müvekkiline sattığı, Sözleşmede, satışı gerçekleştirilen yedi adet dairenin, kat irtifakı kurulmasından itibaren 30 gün içerisinde davacıya devredileceğinin kararlaştırıldığı, bu akdin düzenlenmesinden sonra müvekkilinin, davalı şirketteki hisselerinin yüzde 45’lik kısmını davalı ile ortağı … …’a devrettikleri, tapu verilmesine kadar teminat amacıyla ve anlaşma uyarınca üzerlerinde yüzde 5’lik hisse bıraktıkları, dairelerin satışı için vekaletname verilmesini müteakip yüzde 5’lik hisselerin de davalılara devredildiği, bu süreçte arsa sahiplerinin müvekkili tarafından ikna edildiği, müvekkilinin, bu şekilde sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiği, davalıların, yedi adet dairenin satışı için müvekkilinin belirlediği kimseye vekaletname verdikleri, bu vekaletnameye istinaden yedi daireden altısının devrinin yapıldığı, 3. kat 8 no’lu dairenin “…” isimli kişiye satılmış olması nedeniyle müvekkili adına devrinin yapılamadığı, müvekkilinin akde konu daireyi satın alma imkanının kalmadığı, durumu öğrenen müvekkilinin davalıya ihtarname keşide ederek dairenin teslimini, bunun mümkün olmaması halinde ise satış listesindeki fiyatı olan 314.000,00 TL’nin fer’ileriyle birlikte ödenmesini talep ettiği, ihtarnamenin muhataba 15/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 19/05/2013 tarihinde temerrüde düştüğü, müvekkili ile Taşınmaz Vaadi Sözleşmesini imzalayan kişinin gerçek kişi olduğu, davalı şirketin de sorumluluğunun bulunduğundan bahisle, müvekkilinin oluşan zararının giderilmesi için fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 200.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. 20/02/2015 tarihli dilekçe ile davasını ıslah ederek talebini 275.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … … … vekili; davalının arsa sahibi, tapu maliki veya yüklenici olmadığı, davacının da bu durumu gayet iyi bildiği, bu nedenle davacıya daire teslim etmesi veya devir etmesinin fiilen ve hukuken imkansız olduğu, davacının, hukuken hiçbir geçerliliği olmayan ve kendisinin yaptığı sözleşme ile hak iddia edemeyeceği, diğer davalı … Ltd. Şti’nin, aralarında dava konusu bağımsız bölümün de bulunduğu yedi adet bağımsız bölümün devri için davacının gösterdiği kişiyi vekili tayin ettiği, bu kişinin de yedi adet taşınmazı davacı ve onun gösterdiği kişiye devredip teslim ettiği, davacının kötüniyetli olarak eldeki davayı ikame ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının dayandığı tarihsiz “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi”nin davacı ile davalı … arasında yapıldığı, bu Sözleşme ile …’ın yedi adet daireyi projesine uygun olarak süresinde yapıp davacıya teslim etmeyi taahhüt ettiği, 25/08/2010 tarihli noter düzenlemesinin yüklenici sıfatı ile davacı ve … tarafından birlikte imzalandığı, adı geçenlerin 17/07/2012 tarihli noter düzenlemesi ile, yüklenici sıfatı ile birlikte haklarını davalı şirkete devrettikleri, asıl sözleşmenin tarafı olan arsa sahibinin devir sözleşmesine katıldığında ilişkin belge bulunmadığı, devir sözleşmesinden bir bedelin yer almadığı, tarihsiz “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi”nin TMK’nun 706. ve TBK’nun 237. maddesinde yazılı şekil şartına uygun düzenlenmediğinden taşınmaz mülkiyetinin naklini sağlamaya yeter nitelikte olmadığı, adli nitelikteki bu sözleşmenin “Satış Fiyatı ve Ödeme Şekli” başlıklı maddesinde 25/08/2010 tarihli asıl sözleşmeye atıf yapıldığı, ancak davalı …’ın 25/08/2010 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığı, 17/07/2012 tarihli sözleşmeye atıf yapılmak istendiği var sayılsa bile, davalı …’ın bu sözleşmenin de tarafı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı … İnşaat Ltd. Şti. aleyhindeki temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ile davalı … İnşaat Ltd. Şti. arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı gibi, davalı şirketin, davacı ile diğer davalı arasında imzalanan tarihsiz “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi”nin yerine getirilmesi hususunda davacıya her hangi taahhüdü de bulunmamaktadır. Bu nedenle bu davalıya yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı … aleyhindeki temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ve yüklenici sıfatı ile davalı … arasında tarihsiz olarak “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” akdolunmuş, bu sözleşme ile davalı, bulundukları kat ile bağımsız bölüm numaraları sözleşmede belirtilen yedi adet daireyi projesine uygun olarak yapıp davacıya teslim etmeyi üstlenmiştir. Sözleşmede belirtilen yedi adet dairenin dilediği kişiye devri için davacının gösterdiği dava dışı İsmail Gönül’e … 2. Noterliği’nin 08/05/2013 tarih 23116 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile yetki verildiği anlaşılmaktadır. Bu vekaletnameye istinaden diğer altı adet dairenin davacılara devredildiği ise taraflar arasında çekişmesizdir. Sözü edilen vekaletname, davalılardan … İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’yi temsilen, davalı … … ve dava dışı … … tarafından imzalanmıştır. Vekaletnamenin ekinde yer alan ve … 2. Noterliği tarafından tanzim edilen 30/07/2012 tarih, 33700 yevmiye numaralı İmza Sirkülerinden, davalı şirketi temsil ve ilzama, atacakları müşterek imza ile davalı … … ve dava dışı … …’ın yetkili oldukları, davanın konusunu oluşturan 3. kat 8 nolu bağımsız bölümün ise, yine davalı … İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 06/05/2013 tarihinde dava dışı…’e satıldığı, dosya içerisinde yer alan tapu kaydından anlaşılmaktadır. Yani dava konusu taşınmazın satışı, … İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından vekil tayin edilen İsmail Gönül tarafından değil, davalı şirket tarafından gerçekleştirilmiştir. Mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davalının, sözleşmeden kaynaklanan ediminin tamamını yerine getirmek üzere şirket temsilcisi sıfatı ile davacının gösterdiği kişiye vekaletname vermesi, ancak bu vekaletnameden önce dava konusu taşınmazı şirket yetkilisi olarak üçüncü kişiye devretmesi, sözleşme ile üstlendiği edimin bir kısmını yerine getirip, bir kısmını yerine getirmekten kaçınması hakkın kötüye kullanılmasıdır ve TMK’nun 2. maddesine açıkça aykırıdır. Bu husus gözetilmeksizin davanın davalı … … yönünden de reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan gerekçe ile davalı … İnşaat Ltd. Şti. aleyhindeki temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan gerekçe ile hükmün davalı … … aleyhine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.