Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/5922 E. 2018/11172 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5922
KARAR NO : 2018/11172
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirket ile ilk malik arasında düzenlenen protokol gereği …, … Mahallesi 15217 ada 4 parselde tapuya kayıtlı C Blok 25 nolu bağımsız bölümü 2 kapalı otoparklı olarak satın aldığını, davalının 4+1 ve dubleks dairelerin 2 kapalı otoparkı olduğu reklamını yaptığını ve bu durumu mahal listesinin 9. maddesinde “Dubleks daireler ve 4+1 daireler için 2 araçlık kapalı otopark tahsis edilecektir.” şeklinde sözleşmede açık olarak yükümlendiğini, ancak davalı firmanın bu edimini yerine getirmediğini ve tapuya eklenti olarak işleyip gerekli hukuki güvenceyi sağlamadığını, anılan sözleşme hükmünün projeye uygun olmadığı için 2 araçlık otopark yerinin tesliminin fiilen mümkün olmadığını, davalı müteahhit tarafından levha çakılarak yapıldığı iddia edilen kapalı garaj tahsisinin hukuksuzluğuna ilişkin kat maliklerinden birisi tarafından … 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/974 esas sayılı dosyasıyla açılan davanın site yönetimi aleyhine sonuçlandığını, site yönetimi tarafından temyiz edilen bu kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 2011/6970-11063 E. K. sayılı ilamı ile onandığını ve kesinleştiğini, anılan bu kararın … 19. İcra Müdürlüğü’nün 2012/10841 Esas sayılı dosyasıyla icraya konulduğunu ve gönderilen icra emri infaz edilerek davalı tarafından kat malikleri adına tahsis edildiği söylenen yerlere çakılan numara levhalarının kaldırıldığını, bu karar ile davalının sözleşmede geçen 2 adet kapalı otoparkı vermediğini ve veremeyeceğinin tartışmasız olarak kanıtlandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik, belirsiz alacaklarından teslim edilmeyen ve teslimi olanaksız olan 2 adet kapalı otopark için şimdilik 2.500,00 TL’nin 26.3.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıdan satın aldıkları dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer düşüklüğü meydana geldiğini ileri sürerek, değer düşüklüğü nedeniyle değer kaybının kendisine ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HDT.26.12.1997, E. 1997/7580; K. 1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile,ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda bu hususlar gözetilmeksizin, sözleşmedeki satış bedeli üzerinden başka bir dosyada esas alınan %5 değer kaybının bu dosya içinde uygun olduğu belirtilerek indirilmesi gereken tutar belirlenmiştir.
Oysa yukarıda açıklandığı gibi dava konusu dairenin satın alındığı tarih gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde, mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da taraflar arasında gerçek satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli, davacı talebi ile tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek bir karar verilmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.