Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/584 E. 2018/9889 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/584
KARAR NO : 2018/9889
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalının eski eşi olduğunu, kendisinden borç istemesi üzerine 10/12/2013 tarihinde davalıya 10.000,00 TL borç verdiğini, banka dekontunun açıklama bölümüne “Borç olarak verilen” şerhinin düşüldüğünü, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan havalenin daha önceden verilen borcun ödenmesi niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, borç olarak gönderilen paranın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davalı tarafın davacının gönderdiği paranın 22/11/2013 tarihinde davacıya banka aracılığı ile yapılan ve davacıya verilen 10.000,00 TL borcun geri ödemesi olduğunu ileri sürerek vasıflı ikrarda bulunduğu, bu durumda ispat yükünün davacı tarafta olduğu; iddia olunan borç ilişkisi sırasında tarafların evli olduklarından tanıkla ispatı mümkün ise de; davacı tanığı …ile davacının annesi tanık …’ün beyanlarının soyut ve borç ilişkisini ispatlar derecede olmaması yanında davalı tarafın borç isteme nedenine ilişkin çelişki beyanları, davacı tanığı….’in de yine borç ilişkisini ispatlar nitelikte bulunmayan beyanlarının davacı tarafın iddiasını ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 102. maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır“ hükmü düzenlenmiştir. Davacının davasına dayanak yaptığı banka makbuzu, davalı hesabına yapılan havaleyi göstermektedir. Havale üzerinde “Borç Olarak Verilen ” kaydı yer almaktadır. Hal böyle olunca, somut olayda, davacının dayandığı belgede açıklama yer almakta olup, aksini ispat yükü davalı üzerinde bulunmaktadır. Mahkemece, havale üzerindeki kayıt kapsamında ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, ispat yükü ters çevrilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.