Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/5628 E. 2018/10229 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5628
KARAR NO : 2018/10229
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı … adıyla bilinen firmadan 2013 yılında Şarkışla ilçesinde evinin çatısını yenilemek için 7000 adet Kılıçoğlu marka kiremit satın aldığını ve çatısını yenilediğini, yurt dışına gidip geldikten sonra (25.06.2014) çatıdaki kiremitlerin dağılmış ve kırılmış olduğunu gördüğünü, durumu davalı … ticarete önce şifaen sonra ise 14.07.2014 tarihinde noter aracılığıyla ihtar çekerek bildirdiğini, önce kiremit üreten firmanın gelerek tespit yaptıktan sonra yenileyeceklerini söylediğini ancak kimsenin gelmediğini, noter ihtarına da cevaben ayıbı kabul etmediklerini bildirdiklerini, Kılıçoğlu marka kiremitlerin ayıpsız misliyle değiştirilerek ücretsiz olarak çatısının onarılmasına, bu talep kabul edilmezse ayıplı malın iadesine, satım bedeli olan 14.000,00 TL’nin 25/06/2013 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, bedelsiz gönderilen kiremitlerin bedelinin talep edilemeyeceğini, davacının taleplerinin zamanaşımını uğramış olduğunu davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile Kılıçoğlu marka TSE 1304 standartlarında 7.000 adet kiremitin misli ile onarım ve işçilik masrafları da dahil olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilerek ücretsiz olarak çatısının onarılmasına, bu talep kabul edilmezse ayıplı malın iadesine, satım bedeli olan 14.000,00 TL’nin 25/06/2013 tarihinden itibaren davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı açıklanarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; dava konusu olayda açık ayıp gizli ayıbın mı söz konusu olduğu; burada varılacak sonuca göre satıcının sorumluluğuna gidilebilecek ihbar ve zamanaşımı süreleri ile talep hakkının kapsamının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır. Maddenin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, evinin çatısını yenilemek için 7000 adet Kılıçoğlu marka kiremit satın aldığını ve çatısını yenilediğini, yurt dışına gidip geldikten sonra (25.06.2014) çatıdaki kiremitlerin dağılmış ve kırılmış olduğunu gördüğünü, durumu davalı … ticarete önce şifaen sonra ise 14.07.2014 tarihinde noter aracılığıyla ihtar çekerek bildirdiğini, noter ihtarına da cevaben ayıbı kabul etmediklerini bildirdiklerini, kiremitlerin ayıpsız misliyle değiştirilerek ücretsiz olarak çatısının onarılmasına, bu talep kabul edilmezse ayıplı malın iadesine, satım bedeli olan 14.000,00 TL’nin 25/06/2013 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacının dava dilekçesinde tanımladığı ve mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak yukarıda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, bilirkişi raporlarında söz konusu ayıbın açık ayıp mı, gizli ayıp mı olduğunun açıklanmadığı, gizli ayıpların fiili teslimden sonra ne zaman ortaya çıkacağının değerlendirilmediği ve yine gizli ayıp olarak kabul edilen işler varsa süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı tespit edilmediği anlaşılmakla beraber mahkemece, öncelikle yapılan işin teslim tarihi tespit edilmeli ve zamanaşımının başlangıç tarihi belirlenmelidir. Hal böyle olunca, olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususunda yeterli inceleme yapılmadan olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 240,00 TL harcın istek halinde davalı … Tic. A.Ş.’ye, 239,08 TL harcın davalı …Ş.’ye iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.