Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/5522 E. 2018/12052 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5522
KARAR NO : 2018/12052
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı, Sezin eczanesi sahibi ve sorumlu müdürü olduğunu, davalı kurum ile aralarında ilaç satışı hususunda anlaşma bulunduğunu, davalı kurumun Teftiş Kurulu Başkanlığınca yürütülen soruşturmada, davalı kuruma fatura ettiği bazı reçetelerde bulunması gereken ve reçete içeriği ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzaların reçete sahibi veya yakınına ait olmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumundan alacağı ilaç bedellerinden 6.577,00 TL kesinti yapıldığını söz konusu gerekçeyle kesintinin haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın kabulü ile 6.577,00 TL tutarındaki alacaklarının kesintinin yapıldığı 14.01.2011 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ve söz konusu kesintiden dolayı bir çekinin bedelinin karşılanmamış olması nedeniyle çekin karşılığı kredi kullanılarak kapatıldığından oluşan 163,92 TL munzam zararının yine faiziyle tahsiline ve avukatı ile yaptıkları vekalet anlaşması gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin de tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile davalı kurum tarafından davacının alacağından haksız olarak yapılan kesinti tutarı taleple bağlı kalınarak 6.577,00 TL’nin yine taleple bağlı kalınarak 14.01.2011 tarihinden tahsil tarihine kadar değişen oranlarda dikkate alınmak suretiyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının munzam zarara ilişkin açmış olduğu davası ile fazlaya ilişkin davasının reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki temyiz itirazı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davalı kurum tarafından davacı eczacı aleyhine uygulanan 2009 Yılı Protokolünün 6.3.3 maddesine göre uygulanan reçete bedellerindeki kesintinin iadesi ve munzam zararının tazmine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan kesintinin davalı tarafından hukuka aykırı olarak yerine getirildiğinin anlaşıldığını, davacı tarafından kesinti tarihinden itibaren talep edilen faiz tutarının munzam zarar olarak talep edilenden fazla olduğunu,bu faizi aşan bir munzam zararın davacı yönünden oluşmadığını, bu yönden açılan davanın yerinde olmadığının anlaşıldığını ve talep edilen vekalet ücretinin yapılan yargılama sonunda hüküm altına alındığını, taraflar arasında kararlaştırıldığı belirtilen vekalet ücretinin talep edilmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hükümde “Davacının dava dilekçesinde belirtilen vekalet ücretine ilişkin talebine göre de kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ne göre belirlenen 789,24 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, davacının bu yöndeki fazlaya ilişkin davasının reddine, “denmiştir. Davacı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hali ile karar usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ve davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının 3.bendinde yer alan “Davacının dava dilekçesinde belirtilen vekalet ücretine ilişkin talebine göre de kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ne göre belirlenen 789,24 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, davacının bu yöndeki fazlaya ilişkin davasının reddine,” söz ve rakamlarının hükümden çıkarılarak yerine “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı yararına takdir olunan 789,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 29,20 TL. kalan harcın temyiz eden davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.