Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/4877 E. 2018/9094 K. 08.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4877
KARAR NO : 2018/9094
KARAR TARİHİ : 08.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, emlakçı olduğunu, davalı satıcı … ve oğlu olan diğer davalı … ile … Mahallesi, 134 ada, 8 nolu parselin alım satımı konusunda anlaştıklarını, anlaşmaya istinaden ilan verdiğini, taşınmazın diğer davalı …’a 150.000,00 TL bedelle satıldığını ve aralarında 20.08.2013 tarihli taşınmaz ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşmeye göre alıcı ve satıcıların ayrı ayrı %2 komisyon ücreti+KDV ödemesi gerektiğini, davalı …’in bir kısım ödeme yaptığını ancak bakiye 540,00 TL ücreti ödemediğini ileri sürerek 540,00 TL’nin davalı …’dan, 3.540,00 TL’nin ise diğer davalılar …. ve …’dan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, davacı ile herhangi bir sözleşme imzalamadığını, sözleşme imzalanması için de başkasına vekalet vermediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı …, taşınmazın babasına ait olduğunu, diğer davalı babası … tarafından kendisine verilmiş bir vekalet de bulunmadığını, davacı ile arasında sözleşme bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı …, davacının …’u sözleşmede satıcı olarak gösterdiğini, …’un ise satış konusunda yetkisinin bulunmadığını, davaya konu taşınmazın pazarlık ve işlemlerinin ise kendisi tarafından yapıldığını, sözleşmenin ise sonradan davacı tarafından doldurulduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının davalı …’a yönelik temyizi yönünden; 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL.ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Davacı tarafından davalı … yönünden temyiz edilen miktar 540,00 TL olup karar tarihi (4.6.2015) itibariyle 2.080,00 TL.yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427.maddesinin 2.fıkrası gereğince davacının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının davalı …’a yönelik tüm, diğer davalı …’a yönelik aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Dava, komisyonculuk hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmaz maliki ile sözleşmedeki satıcı isimli kişi arasında verilmiş bir yetki veya vekalet ilişkisi bulunmadığı, sözleşmedeki tek rakam olan 3000 rakamının ise peşinat bedeli olduğu, böylelikle sözleşmenin esaslı unsurlarından yoksun olması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan 20.08.2013 tarihli ”taşınmaz ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesi” başlıklı sözleşmede, satıcı sıfatıyla … ve …’un yer aldığı ve satıcı sıfatıyla … tarafından imzalandığı, alıcının ise … olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan, satışa konu taşınmaz davalı … adına kayıtlı iken 20.08.2013 tarihli resmi senet ile diğer davalı …’a satışının yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK.’nun 520. ve devamı maddeleri gereğince davalı …’un satış ile nihayetlenen komisyonculuk sözleşmesi gereğince sorumluluğu açık olduğu halde bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Bu durumda, davalı …’un davada sorumlu olduğu miktar belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının …’a yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının …’a yönelik tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedelerle temyiz olunan hükmü davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.