Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/4842 E. 2018/11817 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4842
KARAR NO : 2018/11817
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından aleyhine … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3396 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, asıl alacak, faiz ve tüm ferileri ile birlikte 11.505,30-TL talepte bulunulduğunu, takibin … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/149 esas, 2007/385 karar sayılı ilamına dayandığını, ilamın 27.11.2007 tarihinde karara çıktığını ve 14.03.2008 tarihinde kesinleştiğini, davalının eşi ile akdedilen 15.05.2008 tarihli sözleşme içeriği incelendiğinde, sözleşmenin temel gayesinin taraf olduğu tüm mahkeme ve icra dosyalarına sulh yoluyla çözüm bulmak, olumsuz dava ve işlerden kurtarılarak bir an önce tasfiye işlemlerine girişip kooperatifi tasfiye etmek olduğunu, sözleşmenin 3. maddesinde açıkça davalı tarafın … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3396 esas sayılı dosyasına dayanak yaptığı … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/149 esas, 2007/385 karar sayılı dosyasının yer aldığını, sözleşmenin 7. maddesinde protokol kapsamında yer alan dava ve işlere karşılık 385.000,00-TL miktar belirlendiğini, bu miktarın 15.05.2008 tarihinde 25.000,00-TL’si, kalan 360.000,00-TL’nin de 28.06.2008 tarihinden itibaren 7.500,00-TL olmak üzere taksitler halinde ödeneceğini, bu ödemelere karşılık 48 adet bono tanzim edildiğini, üst üste iki adet bononun ödenmemesi halinde bonoların muacceliyet kazanacağının hükme bağlandığını, yine aynı sözleşmenin 14. maddesinde açıkça davalının eşinin, davalı…ve 14. maddede……ile birlikte hareket ettiğinin yazıldığını, protokolde belirtilen toplam tutarın ödendiğini, yapılan ödemeler karşılığında 28.09.2011 tarihli ibraname ile ibranamedir başlıklı 2 adet ibraname belgesinin alındığını, davalının … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/149 esas, 2007/385 karar sayılı dosyasının 14.03.2008 tarihinde kesinleşmesine rağmen 06.08.2012 tarihinde icra takibi başlatmasının dahi yapılan işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunun açık delili olduğunu ileri sürerek, … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3396 esas sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 15.05.2008 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı borçlunun … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3396 esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını, 15.05.2008 tarihli sözleşmede takip dayanağı alacağın da yer aldığını, sözleşmede hüküm altına alınan tutarın dava konusu alacak da dahil olmak üzere tamamen ödendiğini ileri sürmüş; davalı ise anılan sözleşmede taraf olmadığını, dava konusu alacağın ödenmediğini savunmuştur. Mahkemece, sözleşme ve ibranameye göre davacının ödemelerini zamanında ve tam olarak yaptığı, bunları da belgeler ile ispat ettiği, davalı savunmalarının ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 15.05.2008 tarihli sözleşmenin davacı kooperatif ile dava dışı Kamil Rıfat Buyrukveren arasında imzalandığı, sözleşmede davalar başlığı altında takip dayanağı … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/149 esas sayılı dosyasının da yer aldığı, yine sözleşmenin 14. maddesinde dava dışı Kamil Rıfat Buyrukveren’in taksitlerin gününde ve düzenli ödenmesi halinde davacı kooperatif aleyhine kendisi ve davalı tarafından dava açılmayacağı, icra takibinde bulunulmayacağı taahhüdünde bulunduğuna yer verilmiş ise de; davalı sözleşmede taraf olmadığı gibi eşi Kamil Rıfat Buyrukveren’in davalıya vekaleten hareket ettiği de ispatlanamamıştır. Alınan 26.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafından davalının eşi dava dışı Kamil Rıfat Buyrukveren’e toplam 399.865,69 TL ödendiği, sözleşme gereği ödenmesi gereken miktarın 385.000,00 TL olduğu, aradaki fark 14.865,69 TL’nin fazladan ödendiği tespit edilmiş ise de fazla yapılan bu ödemenin davalıya yapıldığı davacı tarafca ispatlanamamıştır. O halde mahkemece, belirtilen bu hususlar dikkate alınarak oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.