Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/4720 E. 2018/11037 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4720
KARAR NO : 2018/11037
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı ile taşınmaz satışına ilişkin sözleşme yaptığını, sözleşme gereği davalıya ait 160.000,00-TL değerindeki dubleks dairenin tarafına verildiğini, karşılığında kendisine ait … Sokakta bulunan ve değeri 200.000,00-TL olan 30732 ada 6 parseldeki inşaatta 14 numaralı dükkan ile 10 numaralı dairenin davalıya verildiğini, sözleşmenin 3. maddesi gereğince aradaki 40.000,00-TL’lik farkın iskan raporunun alınmasına müteakip davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, ancak bakiye 8.480,00-TL’nin ödenmediğini, bu nedenle … 8. Noterliği’nin 19.07.2013 gün ve 17625 yevmiyeli ihtarnamenin gönderildiğini, ancak borçlu-davalının 06.03.2009 tarihli protokol gereği ödemesi gereken bakiye 8.480,00-TL alacağı ödemediğini, bu alacağın tahsili için … 30. İcra Müdürlüğü’nün 2013/11955 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının icra takibine haksız yere itiraz ederek durmasına neden olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, ödemeyi gerçekleştirdiğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, … 30. İcra Müdürlüğü’nün 2013/11955 Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun 8.480,00-TL asıl alacak ve 4,18-TL işlemiş faiz yönünden itirazının iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın % 20’si kadar tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi, Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahi olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda, davacı müteahhit davalının sözleşme ile satın aldığı taşınmaz için iskan alımı sırasında ödemesi gereken bedelden 8.480,00-TL bakiye bedeli ödemediğinden bahisle takip yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptalini istemiştir. Davalı ise bedeli ödediğini savunarak “Belge” başlıklı delil sunmuştur. Söz konusu tarihsiz “Belge” başlıklı ödeme belgesinin içeriği davalı ve davacı tarafından kabul edilmekle davacının söz konusu belgeye göre müteahhit olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlık taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığına göre, davalı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. O halde, mahkemece, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esastan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediğine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.