Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/4565 E. 2018/11451 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4565
KARAR NO : 2018/11451
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının dünürü olduğunu, traktör almak istediğini ancak kendisi kredi kullanamadığından davalıdan yardım istediğini, davalının da kabul ederek kredi kullandığını, kredi davalı adına olduğundan traktörün de onun adına tescil edildiğini, gerçekte traktörün kendisine ait olduğunu, traktör için peşinat olarak ödenen 11.500,00 TL’yi kendisinin ödediğini, çocukları arasında sorun çıkınca davalının kendisini jandarmaya şikayet ederek traktörü geri aldığını, bu nedenle ödediği bedelin iadesi gerektiğini ileri sürerek 11.500,00 TL’nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 11.500,00 TL’sının Nisan 2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı adına tescil edilen aracın peşinatının kendisi tarafından ödendiğini iddia ederek ödediği bedelin tazmini için eldeki davayı açmıştır. Davalı ise peşinatın kendisi tarafından ödendiğini savunmuştur. Yargılama devam ederken davacı 18.03.2014 havale tarihli feragat dilekçesi ile birlikte ‘SÖZLEŞME’ adlı belgeyi sunmuş,bu dilekçede davadan feragat ettiğini bildirmiş, ardından 20.03.2014 tarihli duruşmaya katılarak anlaşamadıkları için feragat beyanından vazgeçtiğini beyan etmiştir. Mahkemece 12.03.2015 tarihli celsede davacıdan neden feragat beyanından vazgeçtiğinin açıklanması istenmiş, davacı ise traktörün tüm hissesinin oğluna devri kaşılığı feragat ettiğini, ancak devrin oğluna değil davalının kızı üzerine yapıldığını beyan etmiştir. Mahkemece davacının bu beyanına itibar ile feragatin irade bozukluğu içerisinde yapıldığı kabul edilerek yemin delili hatırlatılmış, davalının ihtarlı tebliğe rağmen duruşmaya gelmediği için yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 309.maddesi’nde feragat ve kabulün karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği düzenlenmiş, yine aynı kanunun 311. maddesinde ise feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı ve irade bozukluğu hallerinde feragatin iptali istenebileceği düzenlenmiştir. Bir başka deyişle feragat beyanı yapılmakla birlikte kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve geri alınamaz. Bu beyanın irade bozukluğu içinde verildiğinin ispatı bunu iddia eden davacı yandadır. Davacı soyut beyanı dışında sunduğu delillerle feragatin irade bozukluğu içinde gerçekleştiğini kanıtlayamamıştır. O halde mahkemece, davacının sunduğu delillerle feragatin irade bozukluğu içerisinde yapıldığını ispatlayamadığı gözetilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.