Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/4478 E. 2018/10974 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4478
KARAR NO : 2018/10974
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı kurum, …sahibi olan davalı hakkında, taraflar arasındaki protokole aykırı olarak sahte reçete düzenlenmesi ve reçetelerde tahrifat yapılmasından kaynaklı cezai işlemler uyguladığını, bu cezai işlem tutarlarından davalının alacağının mahsubu sonucunda kalan 283.481,21 TL’nin talep edilmesine karşın ödenmediğini ileri sürerek, 283.481,21 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, uygulanan cezai işlemlerin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 85.849,06 TL’nin 28/01/2011 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki davası ile, taraflar arasında imzalanan 2009 yılı ilaç teminine ilişkin Protokole aykırılık nedeni ile cezai şart alacağının tahsili istemi ile eldeki davayı açmış, davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşme içeriği ve ceza davasında kesinleşen olgular dikkate alınarak davacının cezai şart alacağına hak kazandığı kabul edilmiş, ancak davalı lehine 6098 sayılı TBK.nın 182/son maddesi uyarınca tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme kabiliyeti, borcun yerine getirilmemiş olması nedeniyle sağlanan menfaat ve kusur derecesi ile hakkaniyet kuralları gözetilerek fahiş olan cezai şart miktarı indirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul edilmiş olması nedeni ile davalı lehine 17.808,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; takdire elverişli bulunan alacak iddialarında mahkemece davacının istediği miktardan daha az bir miktara hükmedilmesi halinde, davalı lehine ayrıca vekalet ücreti takdiri yoluna gidilemez. TBK’nun 182/son maddesi uyarınca cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının takdiri hakime aittir. Davacının bunu önceden takdir ve tespit etmesi mümkün değildir. O nedenle, sözleşme ile tayin edilen bir cezai şartın tahsilini istemek hakkını haiz olan davacının açtığı dava sonunda cezai şartın mahkemece fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde, tenkis edilen miktardan dolayı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği açıktır. Somut uyuşmazlıkta da, mahkemece, tenkis edilen cezai şarta ilişkin miktar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan ibarelerin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine aynen “reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 1.466,08 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.