Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/3944 E. 2018/10429 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3944
KARAR NO : 2018/10429
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı Mili Savunma Bakanlığı, hazır yemek hizmeti ihalesini üstlenen firma çalışanı dava dışı işçi …’nın … 2. İş Mahkemesi’nin 2008/1036 Esas, 2010/46 Karar sayılı dosyası gereğince başlattığı … 27. İcra Müdürlüğü’nün 2010/3941 Esas sayılı dosyasındaki takibe 10.029,40 TL ödeme yaptıklarını, iş akdi feshedilen işçiye yaptıkları ödemelerin tamamından ihale işini alan davalı firmaların sorumlu olduğunu belirterek, 10.029,40 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar …Ltd. Şti, … Lokantacılık San. ve Tic. Ltd. Şti., … Şirketi davanın reddini dilemiştir.
Davalı … Yemek Üretim Dağıtım San. Tic. A.Ş için iflas masası, iflasın basit tasfiye usulüne göre yürütüldüğü ve alacaklılar toplantısının yapılmayacağını bildirmiştir.
Mahkemece, … – …hakkındaki davanın reddine, davalılar … Lokantacılık Ltd. Şti., … Yemek Üretim AŞ. ve …Ltd. Şti. hakkındaki davanın kabulü ile 10.029,40 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan (tahsilde mükerrerlik olmamak kaydıyla ve 10.029,40 TL alacakta davalı … Şirketinin sorumluluğu 6.431,99 TL davalı … Şirketinin sorumluluğu 3.041,67 TL ve davalı … Şirketinin sorumluluğu 5.534,55 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı …. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Dava, asıl işveren davacı Milli Savunma Bakanlığı’nın, davalı şirketler nezdinde çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının rücuen tazmini istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla çalışma ücreti, ihbar tazminatı ve genel tatil ücreti alacaklarından tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararlarına ve genel ve hukuk prensiplerine göre bir sonuca gidilmelidir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Kıdem tazminatı yönünden, her işveren kendi döneminde gerçekleşen süre ve ücret üzerinden sorumlu olduğu, işverenler nezdinde geçen sürelerin tespitinde,işyeri devrine ilişkin kurallar uygulanası gerektiği, önceki işverenler nezdinde geçen çalışma süreleri son işveren nezdinde birleştirilmesi gerektiği, ücret ve UBGT alacaklarının tamamının … A.Ş döneminde gerçekleştiğinden bu alacaklardan ve faizlerden tek başına sorumlu olduğu, işçiye ödenen ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti ile bunların faizinden son işveren …Ltd. Şti’nin sorumlu olduğu bildirilmiş ve bu değerlendirmeye göre yapılan hesaplamalar esas alınarak, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar vermiştir. Ancak, davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına konu ödediği işçilik haklarından doğan bedelden, davalı …. Şti. dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı olarak sorumludur. Ayrıca dava dışı işçinin iş akdini haklı bir neden olmadan fesheden davalı …. Şti. son alt işveren olması nedeniyle ihbar tazminatı alacağının tamamından da sorumlu olacaktır. Ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti açısından da davalı aleyhine hükmedilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacı davalıya bu alacağını da rücu edebilir.
Yine, davacı ile davalılar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi ve ekleri olan şartnamelerin hükümleri incelendiğinde, davacı Bakanlığın çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolü tamamen elinde bulundurduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak dava konusu alacaklardan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, tacir olan davalıların çalıştırdığı işçilerin fiili işçilik dışında sair ücret alacağı ve tazminat haklarından sorumlu olacağını bilebilecek durumda olduğu ancak, davacı bakanlığın da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya ve dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf ve Yargıtay denetimine uygun olmayan, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınarak alacağın tamamı üzerinden hesaplama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı …. Şti. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,07/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.