Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/3722 E. 2018/9862 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3722
KARAR NO : 2018/9862
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan konut kredisi çektiğini, bankanın bu kredi kapsamında dask, hayat ve konut sigortalarını zorunlu olarak yaptığını ancak davacının sonradan edinmiş olduğu bilgiye göre hayat ve konut sigortalarının isteğe bağlı olarak yapılabileceğini öğrendiğini ve banka tarafından yapılmış olan hayat ve konut sigortalarının iptali ile kesilmiş olan primlerin iadesi yönünde … Tüketici Hakem heyetine başvuruda bulunduğunu, Tüketici Hakem Heyetinin 2009/486 sayılı kararı ile sigorta poliçelerinin iptali ile kesilmiş olan miktarların iadesi yönünde karar verdiğini ve bu kararın kesinleştiğini ancak davalı banka tarafından yargı kararı yok sayılarak sonrasında davacının hesabındaki eksi bakiye kullanılmak suratiyle bu sigortaların tekrardan yenilendiğini ve yeniden kesinti yapıldığını, buna ek olarak davalı bankanın tüketici kredilerine uygulanan ….(Kaynak kullanımını destekleme fonu ) artış oranı altında kendisinden tahsilat yaptığını, buna yönelik olarak davacının yeniden Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunduğunu, ilgili Hakem heyeti kararı ile davacı lehine karar verildiği ve bu karara davalı bankaca yapılan itirazın red edilerek kararın kesinleştiğini, ayrıca davalı bankanın haksız uygulamalarına devam etmek suretiyle davacıdan hesap işletim ücreti aldığını ve yine davacının Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunmak suretiyle bu ücretin davacıya iadesine yönelik karar verilmiş ise de davalı banka tarafından bu yönde yeniden kesintiler yapılmasına devam edildiğini belirterek; davalı bankanın yargı kararlarını yerine getirmemesi, hukuk tanımaz keyfi uygulamalarından ve müşteriye karşı kamu gücünü kullanarak yıldırma politikası uygulamasından dolayı maddi ve manevi zarara uğramasından dolayı, davalı bankadan 1.500,00TL maddi tazminat ve 20.000,00TL manevi tazminat olmak üzere toplam 21.500,00TL tazminatın, yerine getirmeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka, maddi tazminatın hangi alacağa ilişkin olduğunun belirsiz olduğunu ve tazminatın şartlarının oluşmadığını ayrıca hesap işletim ücretlerinin geleceğe yönelik alınmamasına dair herhangi bir kararın bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.500,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine; maddi tazminat talebine yönelik olarak, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile, davalının yapmış olduğu işlemler nedeniyle uğradığı zararlarının tazmini istemiş, mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.