Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/30919 E. 2019/3552 K. 19.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/30919
KARAR NO : 2019/3552
KARAR TARİHİ : 19.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Yusufeli İcra müdürlüğünün 2013/453 esas sayılı dosyası ile davacıya karşı takibin başlatıldığını, hiç bir şekilde borcu olmamasına rağmen kötü niyetle davacının bankalardaki hesaplarına ve üçüncü kişi olan Ormanlı Orman Ür. İml. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti deki alacaklarına 21.910,84 TL lik haciz koyulduğunu, davacının alacaklıya hiç bir şekilde şahsi borcu olmadığını, takibe dayanak belgenin aslında hükümsüz kaldığını ancak davalının bu belgeyi kendisine iade etmediğini, ayrıca bu belgede borcun sebebinin de belirtilmediğini, takip ve haciz değeri olan 21.910,84 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı, icra takibinde herhangi bir usulsüzlüğün olmadığını, davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığının iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu belgenin davacı tarafa iadesi için belgede belirtilmiş olan ödemelerin yapılmış olması gerektiğini, bu nedenle davanın reddini ve davacının takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini dilemiştir.
Mahkemece, icra dosyasının incelemesinde borcun mevcut olduğuna takip hakkında yapılan icra işlemlerinin usul ve yasaya aykırı olmadığı hususu tespit edilmiş olmakla mevcut davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalıya hiç bir şekilde şahsi borcu olmadığını, takibe dayanak belgenin aslında hükümsüz kaldığını ancak davalının bu belgeyi kendisine iade etmediği temeline dayalı olarak davalı yanca yapılan takibe borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı takibe konu bu belgenin davacı tarafa iadesi için belgede belirtilmiş olan ödemelerin yapılmış olması gerektiğini, alacak isteminde haklı olduğunu, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava reddedilmiş olup red gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte davalı yanın İİK 72. maddesi kapsamında talep ettiği tazminat hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece talep ile ilgili olarak değerlendirme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK’nın 297/2 maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Kabule göre de; davacı, davalının başlatmış olduğu icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan AAÜT‘ ye göre dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması hatalıdır. Ne var ki, bu husus bozma sebebi yapılmamış olup, yalnızca tenkit ile yetinilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.