Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/3073 E. 2018/9839 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3073
KARAR NO : 2018/9839
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı şirketten olan alacağının tahsili amacıyla … 1.İcra Müdürlüğü’nün 2013/2426 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı şirket tarafından 17/06/2013 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlu davalı şirketin her ne kadar böyle bir borçları olmadığını iddia etmekte ise de icra dosyasında takibe konu belgelerin ne suretle elinde bulunduğuna dair bir açıklama getirilmediğini, her ne kadar çekleri ibraz süresi içinde bankaya ibraz etmemişse de davalı borçlu şirket nezdinde haksız ve sebepsiz bir zenginleşmenin olduğunun açık olduğunu, davalı borçlunun ödeme yapacağını söylemesi üzerine şirketin banka nezdinde itibarının zedelenmemesi için süresinde ibraz edilmediğini, ödenmeyince ilamsız takip başlatıldığını, ispat yükü kendisinde olan davalının borcun ne şekilde sona erdiğini ispat etmesi gerektiğini beyan ederek, davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ancak davalı tarafın vekalet ücreti istemi yönünden,”Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur. Davanın reddine karar verildiğine göre bu davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre reddedilen dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davaLı lehine 10.514,52 TL nisbi vekalet ücretinin takdiri şeklinde hükmün HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün 4.bendinin karardan çıkartılarak, yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesi gereğince 10.514,52 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL. kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, 27,70 TL harcında davalıya iadesine. HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.