Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/30239 E. 2018/11539 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/30239
KARAR NO : 2018/11539
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı davacılar avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı … Tes. İnş. San. Tic. A.Ş. vekili avukat … ile davacılar vekili avukat …’un gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Asıl ve birleşen davada davacılar; davalı şirketin inşa ettiği ve sattığı sitenin bir kısım maliki olduklarını, konutları 2008-2010 yıllarında satın aldıklarını ve sitede oturumun da bu yıllarda başladığını, davalı tarafından yapılan tüm reklam ve satış ilanlarında sitenin 8.000,00 m2’lik bir alana kurulacağının ve bunun dışında 5.000,00 m2 de spor sahalarının yapılacağının vaat edilmesine rağmen spor sahalarının yapılmadığını, davalının her başvurularında belediyeden izin vs çalışmaların devam ettiğini ve spor sahası yapımına başlanacağını belirterek oyaladığını, spor sahası ile ilgili çalışma olup olmadığını araştırmak üzere Belediyeye başvurduklarında ise spor sahası olarak lanse edilen alanın belediyeye tahsisli olduğunu öğrendiklerini ileri sürerek HMK 107. maddesi kapsamında davaya konu eksik ifa sebebi ile konutların bedelinde oluşan değer kaybının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için 3.000,00 TL tazminatın ihtarın tebliğ tarihi olan 25.04.2012 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini istemişler; bilahare taleplerini arttırmışlardır.
Davalı, davacıların sözünü ettiği spor sahasına ilişkin bir taahhütleri olmadığını, aksinin kabulü halinde spor sahası eksikliğinin açık ayıp niteliğinde olduğunu ve derhal ihbarda bulunulması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden davacı … ‘in davasının kabulü ile 53.025 TL maddi tazminatın 3.000 TL’si dava tarihinden 50.025 TL’si 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline, davacı …’nun davasının kabulü ile 100.500 TL maddi tazminatın 3000 TL’sinin dava tarihinden 97.500 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, davacı …’nun davasının kabulü ile 112.500 TL maddi tazminatın 3000 TL’sinin dava tarihinden 99.500 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, davacı …’nin davasının kabulü ile 88.980 TL maddi tazminatın 3000 TL’sinin dava tarihinden 85.980 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, davacı …’un davasının kabulü ile 217.500 TL maddi tazminatın 3000 TL’sinin dava tarihinden 214.500 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, davacı …’ın davasının kabulü ile 82.500 TL maddi tazminatın 3000 TL’sinin dava tarihinden 79.500 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, davacı …’ın davasının kabulü ile 33.750 TL maddi tazminatın 3.000 TL’ sinin dava tarihinden 30.750 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, davacı …’in davasının kısmen kabulü ile 90.425 TL maddi tazminatın 3.000 TL’sinin dava tarihinden 87.425 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen dosya yönünden davacı …’ın davasının kabulü ile 33.750 TL maddi tazminatın 3000 TL’sinin dava tarihinden 30.750 TL’sinin 11/03/2016 ıslah tarihinden itibaren değişken avans faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Asıl ve birleşen davada davacılar, davalı şirketin inşa edip sattığı siteden bağımsız bölüm satın aldıklarını, davalının taahhüt ettiği spor sahasının yapmaması ve makette spor sahası olarak gösterilen yerin belediyeye tahsisli olması dolayısıyla konutlarında oluşan değer kaybı nedeni ile tazminat talep etmişlerdir.
Davacıların tüketici olması karşısında, taraflar arasındaki sözleşme tarihleri gözetildiğinde, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır. Öyle ki, malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan bu konudaki 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre (818 sayılı BK’nun 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan hükümler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacıların satın aldıkları bağımsız bölümlerin fiilen hangi tarihte teslim edildiğinin dolayısıyla ayıbın niteliğine göre ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti önem arz etmektedir. Mahkemece, taahhüt edilen spor sahalarının yapılmaması, eksik iş olarak nitelendirilmiş ve buna göre davacıların talebi kabul edilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacıların bu ayıptan bağımsız bölümü teslim aldıkları tarihte kolayca bilgi sahibi olabilecekleri kuşkusuzdur. O halde Mahkemece, davacıların satın aldıkları bağımsız bölümlerin davacılara fiilen hangi tarihte teslim edildiği ve teslim aldıkları bağımsız bölümler nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalı tarafa ayıp ihbarında bulunup bulunmadıkları araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların tüm, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınıp birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 29,20 TL harcın davacılara, 13.882,81 TL harcında davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.