Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/30212 E. 2019/4674 K. 08.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/30212
KARAR NO : 2019/4674
KARAR TARİHİ : 08.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı, 205 sayılı Kanunla kurulmuş, özel hukuk hükümlerine tabi TSK mensuplarına ek sosyal güvenceler sağlayan bir özel emeklilik fonu olup, üyelerine çeşitli sosyal hizmetler sunmakta olduğunu, konut kredisinin de 33/f maddesi hükmü ve yönetmelik çerçevesinde sunulan bir sosyal hizmet olduğunu, kurum üyeliğinde 15 yılını doldurarak konut kredisi almaya hak kazananların tapu senedi aslı, üyenin ve/veya vekili kılınan kişinin noterden onaylı nüfus cüzdan sureti ve imza sirküleri, ekspertiz raporu, evlenme cüzdanı fotokopisi, DASK sigorta poliçesi, yapı kullanma izin belgesini bizzat ve/veya vekili aracılığı ile elden veya posta yolu ile kuruma ulaştırdıklarını, bu belgeler üzerinde şekli inceleme yapıldığını, bundan sonra üyeye konut kredi sözleşmesi ve kredi karşılığında konutun OYAK lehine ipotek ettirilmesine ilişkin evrakın elden teslim edildiğini veya posta yolu ile ulaştırıldığını, kredinin üyenin hesabına gönderildiğini, davalının konut kredisi başvuru formu ile kurumdan 144 ay vade ile 100.000,00 TL konut kredisi talebinde bulunduğunu, kredi tutarının (99.057,86 TL) 16/12/2011 tarihinde borçlunun İng Bank necatibey … şubesindeki 3434177 nolu hesabına yatırıldığını, bununla birlikte borçlunun kredi borcu taksitlerini 2012 Mart ayından itibaren ödemeye devam ettiğini ve hatta halen ödemekte olduğunu, bazı mensupların kurumdan kredi kullanılırken kuruma sunulan ekspertiz raporu, tapu senedi ve ipotek belgelerinin sahte olduğunun tespit edildiğini, gerçeğe uygun olmayan evrakla konut kredisi kullanan bu 91 kişi hakkında savcılığa şikayette bulunulduğunu, davalının da konut kredisi kullanırken Kuruma sunduğu belgelerin sahte olduğunun tespit edildiğini, noterde düzenlenen imza beyannamesindeki imzalar ile sözleşmedeki imzaların aynı göründüğünü, farklı olduğunu anlayabilmek için ekstra inceleme yapmak gerektiğini, bu nedenle sözleşmeye ve Yönetmeliğe dayanarak sözleşmenin feshedilerek davalıya 29/03/2013 tarihine kadar borcunu ödemesi gerektiğinin bildirildiğini, ödemeyince takip başlattıklarını, davalının başlatılan takibe kredi sözleşmesindeki ve diğer evraklardaki imzaların kendisine ait olmadığından bahisle itiraz ettiğini, davalının söz konusu krediyi kullandığını ve hatta geri ödemeleri yapmakta olduğunu, ayrıca vekilince savcılık makamına hitaben yazılmış dilekçede konut için 27.300,00 TL ödeme yapıldığının kabul edildiğini, bu nedenle itirazının yersiz olduğunu, ayrıca davalının takip tarihinden sonra toplam 9.714,16 TL ödeme yaptığını ileri sürerek; davalının takibe vaki itirazının iptaline alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının icra takibinde itirazının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut kredisi sözleşmesinden kaynaklı alacak hakkında başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemece, her ne kadar icra dosyasında borçlunun itirazına dair belge veya tebligat mazbatasına rastlanılamaması nedeniyle dava reddedilmişse de, yargılama sırasında davalının itiraz dilekçesinin fotokopisi davacı tarafından mahkemeye sunulmuş ve davalının itirazının sehven bir başka takip dosyasına gönderildiği açıklanmıştır. Gerçekten de bahsedilen (eski 2013/19594) 2015/2138 sayılı takip dosyası UYAP üzerinden incelendiğinde davalının itiraz dilekçesinin bu dosya içine gönderildiği görülmektedir.
Şu halde mahkemece, ilgili icra dosyaları celbedilip, davalının süresinde yapılmış bir itirazının olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.