Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/30140 E. 2019/7262 K. 17.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/30140
KARAR NO : 2019/7262
KARAR TARİHİ : 17.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka vekili, müvekkili banka ile davalıların annesi müteveffa … arasında 25/01/2013 ilk ödeme tarihli 13.198,55 TL geri ödemeli Bireysel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, müteveffanın kredi ödemelerini geciktirmesi nedeniyle hakkında icra takibine geçildiğini ancak kredi borçlusunun vefat etmesi nedeniyle mirasçıları hakkında Hopa İcra Müdürlüğü’nün 2014/722 Esas sayılı dosyasında icra takibine geçildiğini, davalı kısımda belirtilen mirasçıların 05/08/2014 tarihli dilekçeleri ile borca ve takibe itiraz ettiklerini bu sebeple takibin durduğunu, davalıların itiraz dilekçelerinde kredi sözleşmesini kabul ettiklerini ancak kredinin hayat sigortası ile teminat altına alındığı ve poliçe bedelinin de muristen tahsil edildiği itirazında bulunduklarını, borçlunun kredi kullandığı sırada 03/01/2013 tarihinde 1 yıllık hayat sigortası poliçesi imzaladığını ve bedelinin tahsil edildiğini ancak poliçenin bitiş tarihi olan 03/01/2014 tarihinden sonra muris ile imzalanmış herhangi bir hayat sigortası poliçesi bulunmadığını, davalı mirasçıların iddialarının yersiz olduğunu, bu nedenle davalıların itiraz dilekçelerindeki iddialarına itibar etmenin mümkün olmayacağını beyan ederek bu sebeplerle davanın kabulü ile Hopa İcra Müdürlüğü’nün 2014/722 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıların %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalıların Hopa İcra Müdürlüğü’nün 2014/722 Esas sayılı dosyasında yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu asıl alacağın ( 7.021,63 TL) % 20 si oranında tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki dava, davacı bankanın davalıların murisi … ile imzaladığı bireysel kredi sözleşmesi gereği ödenmesi gereken kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine bankanın başlattığı icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.Somut uyuşmazlıkta davacı bankanın vermiş olduğu hizmet mesleki ve ticari amaçlı olup, davalılar da tüketicidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre, davaya bakmakla Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, mahallinde müstakil bir Tüketici Mahkemesi bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, bulunmaması halinde Tüketici Mahkemesi sıfatı ile davaya bakılması gerekirken yazılı şekilde Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davaya bakılıp işin esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.