Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/29707 E. 2019/9865 K. 14.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29707
KARAR NO : 2019/9865
KARAR TARİHİ : 14.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davalı, 02/12/2014 tarihinde davalıya ait … plakalı aracı satın aldığını, davalıya araç bedeli olarak 28.200,00 TL ödediğini, bu bedelin haricinde toplam 1.193,40 TL masraf yaptığını, davacının aracı internet ilanı ile bulup davalı satıcı(galerici) ile irtibata geçtiğini, aracı satın aldığını, daha sonra aracın şase numarasının farklı olduğunu gördüğünü, aracın 5 adet kazaya karıştığını, aracın toplam 24.072,00 TL tutarlı hasar kaydı bulunduğunu, davalı tarafından hiçbir şekilde uyarılmadığını ve hukuki olarak ayıplı bir malın satıldığını, aracın ayıplı çıkması nedeni ile davalıya iadesi ile ödenen bedelin yapılan diğer masraflar ve zararların yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı, asıl dava konusuz kaldığından davanın reddini, 15.307,00 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsilini dilemiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünen karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacı, ayıplı satış gerekçesi ile satış bedelini ve tazminat talep etmiştir. Davalının dosyadaki delillere ve beyanına göre araç alım satımını mesleki amaçla yapan galerici sıfatını taşıdığı, davacının ise mevcut alım satımda tüketici sıfatını haiz bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle taraflar arasındaki ihtilafın çözüm yerinin genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesinin olması gerektiği halde bu hususa dikkat edilmeksizin mevcut şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu durumda mahkemece, tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davaya bakılarak sonuçlandırılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde taraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.