Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/29659 E. 2018/8550 K. 27.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29659
KARAR NO : 2018/8550
KARAR TARİHİ : 27.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıya 23.000,00 TL borç para verdiğini, 10.000,00 TL’nın ödendiğini, bakiye kalan 13.000,00 TL’nın ödenmemesi üzerine davalı alaeyhine başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklı olup, davacı davalıya borç olarak verdiği bedelin ödenmediğini ileri sürerek başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmış, davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının teklif ettiği yeminin davalı tarafından eda edilmesi sonucu ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; “Yemin” kurumu HMK’nun 225 v.d maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK’nun 228.maddesinde, “ yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır, yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır” hükmü mevcut olup, yine HMK’nun 236.maddesinde “mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir” hükmü bulunmaktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre, davalının mahkemenin bulunduğu il sınırları içinde bulunduğu halde istinabe yolu ile yemini eda etmeye çağrıldığı anlaşılmakta olup, yapılan yemin teklifi usulsüzdur. Hal böyle olunca, mahkemece, davalıya doğrudan yemin davetiyesi çıkarılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.