Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/29469 E. 2019/11197 K. 12.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29469
KARAR NO : 2019/11197
KARAR TARİHİ : 12.11.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı bir hastanede kronik sinüzüt ile uyumlu bulgular ve nazal septumda sola deviasyon teşhisi konduğunu, bir an önce ameliyat olması gerektiğinin bildirildiğini, ameliyat olmadan deviasyon probleminin halledilemeyeceğinin söylendiğini, bunun üzerine davalı hastaneye başvurup diğer davalı Dr. … tarafından yapılan muayenede aynı teşhisin konduğunu ve ameliyat olması gerektiğinin söylendiğini, bu ameliyat sırasında burnun üst kısmında bulunan kemiği de düzeltip düzeltemeyeceklerini sorduğunda doktorun yeterince bilgi vermediğini, törpüleme istediğini ancak çok derin törpü nedeniyle içe çökük ve kötü bir görüntü oluştuğunu, asıl problemin de ortadan kaldırılmadığını, tekrar ameliyat olmak zorunda kalacağını, eksik ve yanlış bilgilendirme ve ameliyat sonrası kontrollerin yapılmaması sebebiyle istediği dışında burnunun şeklinin bozulduğunu, hekimin aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, olası sonuçlar hakkında yeterince aydınlatılmadığını, hastanenin doğan zararları engellemek için gerekli özeni göstermediğini, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 1.500,00 TL maddi ve 50.000,00 TL.manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili; davacının nefes alamama, şekil bozukluğu, yüzde yaşlanma şikayetiyle estetik amaçla plastik cerrahiye başvurduğunu, kaldı ki … sorunu olsaydı … polikliniğine başvurması gerekeceğini, hastanenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını beyan ederek davacının mesnetsiz davasının reddini talep etmiş, davalı … de davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, tüm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyiz itirazları yönünden; dava, davalı hastane ve davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır(TBK 502. 506). Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, TBK 510 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı … kuruluşları için de geçerlidir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan raporda, uygulanan ameliyat tekniğinin tıp kurallarına uygun olduğu, bu tür ameliyatlardan sonra septumda deformite gelişmesi, deformitenin düzelmemesi, burunda şekil bozukluğu oluşması, nefes alma probleminin artmasının, ameliyatın doğal seyrinde, her türlü özene rağmen görülebilecek, daha önceden öngörülüp önlenemeyecek komplikasyon olarak nitelendirildiği, hekime atfı kabil bir kusur saptanmadığı bildirilmiş; mahkemece, ameliyat işlemleri nedeniyle bir kusurları bulunmasa bile, kötü sonuca sadece hastanın katlanmak zorunda olması hakkaniyete uygun görülmeyerek maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00 TL manevi tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Davacının, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan rapora göre de nefes alamama ile birlikte şekil bozukluğu için başvurduğu anlaşıldığına göre söz konusu komplikasyonların estetik cerrahisi bakımından da değerlendirilmesi gerektiği ortadadır. Yine, davacının bilirkişi raporuna yaptığı itirazları da karşılanmamıştır. O halde, mahkemece; üniversiteden, davacının itirazları karşılayan, konusunda uzman, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, davalıların gerekli özen ve dikkate gösterip göstermediği, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığı hususlarını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 85,40 TL harcın davalı … … Tesisleri Ltd. Şti.’ne iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davalı (Çevre … Tesisleri Ltd. Şti.) yönünden kapalı, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davacı yönünden açık olmak üzere, 12/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.