Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/2937 E. 2018/11714 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2937
KARAR NO : 2018/11714
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, avukat olduğunu, davalının 02.04.2008 tarihli vekaletnamesi uyarınca Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/198 Esas sayılı dosyasını açarak takip ettiğini, davalı ile yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığını, sözlü olarak 10.000,00TL ile birlikte dava konusu taşınmazın davanın kesinleştiği tarihteki piyasa rayiç değerinin %10’u oranında ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, takip edilen davanın kabulüne karar verildiğini ve kesinleştiğini, dosyaya yatan 5.000,00 TL teminatı vekalet ücretine mahsuben davalının bilgisi dahilinde tahsil ettiğini, ilam vekalet ücretini de icra takibi ile tahsil ettiğini, davalının ücret ödememek için 10.7.2013 tarihinde kendisini vekillikten azlettiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazın kıymet takdirinin yapılarak, taşınmazın değerinin %10’unun kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 12.996,50 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda “Davanın kısmen kabulü ile, davaya ve talebe konu olan 12.996,50 TL vekalet ücreti alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak “Davanın kısmen kabulü ile, davaya ve talebe konu olan 12.996,50 TL vekalet ücreti alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,” denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma şekil ve sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.