Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/29280 E. 2019/10779 K. 04.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29280
KARAR NO : 2019/10779
KARAR TARİHİ : 04.11.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün, hasta …’a ait reçetenin arkasındaki imzanın hasta veya yakınına ait olmadığından bahisle, dava konusu yazılı uyarma ve reçete bedellerinin 5 katı tutarında para cezasına yönelik … … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Sosyal Güvenlik Merkezinin 12900741 sayı ve 19/07/2012 tarihli işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, davalı Kurumun yazılı uyarma ve reçete bedellerinin 5 katı tutarında para cezasına ilişkin 12900741 sayılı ve 19/07/2012 tarihli kararın uygulamasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve söz konusu işlemin iptali istemine ilişkindir. … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucunda; …’ın kızıyla yapılan telefon görüşmesi sonucu hastanın yazılı olarak verdiği dilekçeyi teyit ettiği, 14/07/2010 tarihinde… ile yüz yüze görüşüldüğü, reçetelerin arşivden istenildiği, …’ın vefat ettiği, hastanın vefatından sonra düzenlenen ve kuruma fatura edilen 23/09/2010 tarih ve … işlem numaralı reçetenin görüldüğü, …’ın, annesi adına fatura edilmiş ilaçların bir kısmını alıp kullanmadıklarını, 27/05/2010 tarihli raporu çıkarmış olamayacaklarını, o tarihte annesinin … … Devlet Hastanesinde yoğun bakımda yattığını, raporlardan haberleri olmadığını, İskenderun’a 25/06/2010 tarihinde geldiklerini beyan ettiği, … adına İskenderun Devlet hastanesinden çıkarılmış 27/05/2010 tarih 11567 sayılı raporun, sistem kayıtlarından 19/10/2010 tarih ve 16029130 sayı ile iptal edildiği, rapora istinaden İskenderun Devlet Hastanesinden yazılan 31/05/2010 tarih ve 5063 protokol numaralı reçetenin … Eczanesi tarafından fatura edildiği, hastaya 23/09/2010 tarih ve INNOKİ işlem numaralı reçeteyi hastanın kullanmadığı ilaçları içerdiği, …’ın 09/09/2010 tarihindeki vefatından sonra düzenlenen ve kuruma fatura edilen 23/09/2010 tarih ve … işlem numaralı reçetenin Kanatlı Eczanesinden fatura edildiği, hastanın vefatından sonra …, … … Eczanelerinden savunmalarının istenildiği bilgilerine yer verilmek suretiyle, provizyon sistemine hayali, gerçeğe aykırı reçete kaydının yapılması ve daha sonra silinerek kuruma fatura edilmesiyle ilgili olarak eczaneler hakkında 2012 protokolünün 5.3.9. maddesinin uygulamasının talep edildiği, davacı … Eczanesi sahip ve mesul müdürü Ecz. … hakkında protokolün 6.3.19 maddesi gereğince bir adet reçete bedeli olan 610,14 TL, 191,90 TL işlemiş faiz, reçete bedelinin beş katı tutarında 3.100,70 TL olmak üzere toplam 9.912,74 TL cezai işlem uygulandığı görülmüştür. Bilirkişi kök raporunda; davalı kurumun, davacı hakkında verdiği cezalarla ilgili olarak, yeterli bilgi ve belgenin bulunmadığını, dolayısıyla davacı eczane hakkında, 2009 yılı protokolünün 6.3.3. ve 5.3.2. Maddelerine dayalı olarak bir ay süre fesih ve toplam 9.912,74 TL tutarındaki cezai işlemin yerinde olmadığını vurgulamış, hükme esas alınan ek raporda ise; dava konusu hak sahibi Hava Kalkavan’ın 21/11/2008 tarihli reçete ile ilgili işlem talebiyle ilgili olarak, muhakkikin, 2008 yılı protokolünün 6.3.3. maddesi kapsamında, yazı ve imza örneği bakımından kriminal inceleme yaptırmadan, sadece hastanın ilaçlarının alınmasında yeterli bilgi sahibi olmayan kızı ve hastanın beyanına göre karar vermesinin yasa ve hukuka aykırı olduğunu, evraklarda yapılan incelemede reçete muhteviyatı ilaçları hak sahibinin alıp almadığı, reçete arkasındaki imzanın kendisi veya yakınına ait olup olmadığı hususunun somut belge ve tanık bulunmadığından, bu hususun iğfal kabiliyetinin olduğu dikkate alındığında kurum tarafından yapılan işlemlerin yerinde olmadığı, 2012 yılı ek protokolün 7. maddesine göre 01/02/2012 tarihinde imzalanan protokolün 6.12. maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulduğunu ve işlem yapılmayacağı hükmü gereğince de davacı eczane hakkında 2009 yılı protokolünün 6.3.3. ve 5.3.2. Maddeleri gereğince bir ay süre ile feshi ile toplam 9.912,74 TL’lik cezai işlemin yerinde olmadığına Mahkemece, karar verilmiştir.
Dosya kapsamından cezai şarta konu olay nedeniyle ceza yargılamasının bulunduğu, sanıkların beraatlerine karar verildiği böylelikle cezaların şahsiliği ilkesi gereği, eczacı yada çalışanın bilgisi dışında, başka bir ifadeyle üçüncü kişiler tarafından sahte olarak tanzim edilen reçete, kupür veya raporun kuruma fatura edildiğinin tespit edilmesi halinde eczacının cezalandırılması mümkün olmadığından, eczacı veya çalışanın kasıt veya kusuru tespit edilmediği sürece, üçüncü kişiler tarafından sahte olarak tanzim edilen reçete, kupür veya raporun eczacı tarafından kuruma fatura edilmesi işleminden dolayı eczacının cezalandırılması hukuka aykırı olduğundan, sorumlu olmadığı gerekçesiyle de davanın kabulüne karar verilmiş ise de; ceza mahkemesi kararı kesinleşmemiştir. B.K.nun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan, ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerekir. Öte yandan mahkemece davaya konu uyuşmazlıkla ilgili yeterli araştırma yapılmamış olup sadece ceza mahkemesinin kararı dikkate alınarak karar verilmiştir. O halde mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği gözetilerek, tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde, konusunda uzman bilirkişilerin de yer aldığı bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle cezai işleme konu sözleşme maddeleri tek tek değerlendirilerek taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ve açıklayıcı olacak şekilde rapor hazırlanması sağlanmalı ve ceza davası da dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.