Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/29253 E. 2018/10290 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/29253
KARAR NO : 2018/10290
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı …vekili avukat …’ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalılardan … İnşaat Otomotiv … Gıda Tar. Hayv. San. ve Tic.Ltd.Şti.’nden 28.12.2012 tarihinde dava konusu… otomobili satın aldığını, aracın seyir halinde iken değişken devirlerde vuruntu yapması problemi nedeniyle 01.07.2013 tarihinde servise teslim edildiğini, 30 iş günü geçtikten sonra tesliminin yapıldığını ileri sürerek aracın davalılara iadesi ile bu araç için ödenmiş olan bedelin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile usuli ve esasa ilişkin gerekçelere dayanarak davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemece; dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişi raporuna da atıf yapılmak suretiyle dava konusu ürün ile ilgili davacının seçimlik haklarında ücretsiz tamir hakkını kullanmış olduğu, seçimlik haklardan birisi kullanıldıktan sonra diğer seçimlik hakların kullanılamayacağı, dava konusu ürün açısından azami tamir süresi olan 30 günün aşıldığına ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dayanak alınan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile ilgili olarak … Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik ilgili hükmü hatalı değerlendirmek suretiyle; süre aşımının ispatı külfetinin davacıya ait bulunduğu ve davacının bunu ispata yarar belge sunmamış olduğunu ifade ettiği anlaşılmıştır. Oysa, uyuşmazlık tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 14.06.2003 tarihli … Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik 6. maddesi 4. fıkrası ile “Malın tamir süresi, ekli listede ilan edilen azami tamir süresini geçemez. Bu süre mala ilişkin arızanın servis istasyonuna, servis istasyonunun olmaması durumunda, malın satıcısı, bayii, acentesi, temsilciliği, ithalatçısı veya imalatçısı-üreticisinden birine bildirim tarihinden itibaren başlar. Tüketicinin arıza bildirimini; telefon, faks, e-posta, iadeli taahhütlü mektup veya benzeri bir yolla yapması mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat yükümlülüğü tüketiciye aittir.” düzenlemesi hüküm altına alınmış olup; bu madde ile tüketiciye yüklenen ispat külfeti malın arıza bildiriminin yapılmış olduğu tarihe ilişkin olduğu açıktır.
Dosya kapsamında; satılanın tamir için servise teslimi tarihi taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayıp, bu tarihten sonra 30 iş günü hitamında davacı tüketicinin noter kanalı ile malın tesliminin geciktiği bildirilmek kaydıyla sözleşmeden dönme iradesini açıklanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; aksinin yani, aracın 30 iş günü içinde teslime hazır hale getirildiğinin ispatı külfeti davalı yandadır. O halde; yanılgılı değerlendirme ile ve ispat külfeti ters çevrilmek suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.