Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/2904 E. 2018/10579 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2904
KARAR NO : 2018/10579
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R

Davacı, hem kendi adına asaleten hem de yetkilisi olduğu şirketi temsilen davalı avukatlara vekaletname verdiğini, davalılara kendisi lehine ve adına icra takibi yapılması amacıyla 31/07/2006 keşide ve 25/08/2006 ödeme tarihli 40.000,00 TL bedelli senedi teslim ettiğini, davalıların bu senet borçlularına karşı … 1.İcra müdürlüğünün 2009/20863 esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, ancak takip alacaklısı olarak şirketi gösterdiklerini, yetkisiz ve meşru olmayan hamil üzerinden takip başlatılmasına rağmen davalı avukatlarca bu takiple yeteri kadar ilgilenilmediğini ve yeterli özen ve dikkatin gösterilmediğini, takip borçlularının ise … 3.Asliye Ticaret Mahkemesine menfi tespit davası açtıklarını ve borçluların söz konusu icra dosyasına borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verildiğini, davalıların özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiklerini ve davacıyı zarara uğrattıklarını ileri sürerek senet bedeli olan 40.000 TL maddi tazminatın senedin vade tarihi olan 25/08/2006 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müvekkilin vekillerine karşı açmış olduğu tazminat davasıdır. Davacı, davalılara vermiş olduğu vekaletname gereğince takibe konulması için senet teslim ettiğini, davalı avukatların, senet lehdarı davacı olmasına rağmen davacının yetkilisi olduğu şirketi alacaklı göstererek icra takibi başlattıklarını, durumu fark eden takip borçlusunun yasal yollara başvurarak icra takibinin iptaline karar verildiğini, davalı avukatların işlerini gerekli özenle yürütmedikleri için zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, icra dosyasında borçlunun ….3.Asliye Ticaret mahkemesine açtığı davanın kabul edilip icra takibinin iptaline ilişkin 17/02/2011 tarihinde karar verildiği, bu kararın verildiği tarih ile davacının davalılardan dosyaları aldığı tarih arasında yaklaşık 1 yıl dört aylık sürenin geçtiği ve bu süre içinde icra dosyasının başka vekillerce takip edildiği, mahkemenin karar verdiği aşamaya kadar da davacının davalılar aleyhine herhangi bir girişimde bulunmadığı 3.Asliye Ticaret Mahkemesindeki davanın açılış tarihinin 28/01/2010 tarihi olduğu, davacının bu süre boyunca söz konusu senetten dolayı genel haciz yoluyla icra takibini her zaman için yapabileceği, yine bu senede dayalı alacak davası da açabileceği halde bu girişimlerde bulunmadığı, güvensizliğini ileri sürerek de davalı vekillerden dosyalarını geri aldığı ve onlara yanlışlarını düzeltme imkanı tanımadığı, senedin halen kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir bir belge olması nedeniyle takip imkanının da bulunduğu bu sebeple zarar oluştuğu yönündeki iddianın da haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davacının vekilleri olan davalılara icra takibine konulmak üzere senet teslim ettiği, teslim tarihinde kambiyo senedi vasfında bulunan senedin zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı, davalı avukatlar tarafından senet hamili hususunda hataya düşülerek kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, borçlunun icra hukuk mahkemesine yaptığı şikayeti süreden reddedilmiş ise de daha sonra Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı dava sonucu takibin iptaline karar verildiği anlaşılmakta olup, davacının zamanaşımına uğrayan senedin kambiyo senetlerine mahsus takip yapılamamasından dolayı herhangi bir zararının oluşup oluşmadığı hususun araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.