YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/28997
KARAR NO : 2019/11722
KARAR TARİHİ : 28.11.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki bono iptali-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davanın davacısı … ile davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davanın davacısı …; davalıdan 11/07/2013 tarihinde üç parsel taşınmaz satın aldığını, 10.000,00 TL’nin peşin ödendiğini, bakiye 2.500,00 TL için bono verdiğini, davalının 12 dönümlük tarlanın devrini yapmadığını ve bonoyu da iade etmediğini ileri sürerek, bononun iptaline karar verilmesini istemiş, davacı … tarafından açılan birleşen davada ise; davalı tarafından satın alınan …’da bulunan tarladaki ağaçların izinsiz olarak kesildiği, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/30 D.İş dosyası ile zararın tespit ettirildiği ileri sürülerek 3.945,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, asıl davanın davacısı … ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava, taraflar arasındaki borç ilişkisi kapsamında davalıya verilen bono nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesi ile bononun iptali istemine, birleşen dava ise; taşınmaz üzerindeki ağaçların izinsiz kesilmesi iddiasına dayalı alacak talebine ilişkin olup uyuşmazlık bonodan değil, şahsi alacak ve borç ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki taşınmaz alım satımına ilişkin sözleşme de ticari borç sözleşmesi değildir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Anılan yasa hükümleri gereği, davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi olarak karar verilmesi gerekirken, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
2-Bozma nedenine göre davacı …’in ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davacı …’in ve davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 67,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.