Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/28276 E. 2018/9273 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/28276
KARAR NO : 2018/9273
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat…. ile davalı vekili avukat….’nın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, … İli, … İlçesi, 1. Bölge… mevki ….. pafta, 1167 ada, 19 parselde kayıtlı zemin kat 2 nolu meskeni lehine kat irtifakı tesis edilmesi suretiyle davalıdan 2006 yılında 135.000,00-TL bedelle satın aldığını, davalının binanın tasdikli plan ve projeye, imara uygun olduğu yönündeki aldatıcı beyanına itibar ettiğini, söz konusu taşınmazı satın alabilmek için… Bank … Şubesinden 105.000,00-TL bedelli kredi kullandığını, kredi talebi neticesinde ilgili banka tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda taşınmazın krediye ve tasdikli projeye uygun olduğunun belirtildiğini, hem davalının beyanları hem de ilgili bankanın ekspertiz raporunun aynı doğrultuda olması sonucu kendisinde bir güven oluştuğunu, 2013 yılında daireyi satmaya karar verdiğinde taşınmazın krediye uygun olmadığını, zira iskanı bulunmadığını ve … Belediyesinin taşınmaz hakkında yıkım kararı olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine … 5. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak taşınmazın ayıplarını tespit ettirmek için bilirkişi raporu aldığını, bilirkişi raporunda da binanın projeye ve imar yönetmeliğine uygun olmadığının, … kattaki su deposunun, antrelerin, hollerin tasdikli projeye uygunluğunun sağlanmadığının, üst kattaki açık çıkmaların plan ve projeye aykırı olduğunun, tasdikli plan ve projede bulunan kat vasfına uyulmadığının belirlendiğini, taşınmazın kaçak durumda olduğunu, bu ayıpların davalının hile ve ağır kusuru neticesinde meydana gelen ayıplar olduğunu, davalının bu ayıpları gizlediğini, bu durumda dairenin bir değerinin kalmadığını belirterek 50.000,00-TL’lik zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının yapının bazı tadilat, onarım, plan ve projelerinin tanzim ve tasdik edilmesi için … 10. Noterliği’nden 12.01.2010 tarihli muvafakatname verdiğini, tüm plan ve projeden haberdar olduğunu, aradan 3 yıl geçtikten sonra tespit yaptırdığını, her şeyden habersizmiş gibi davrandığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava ayıplı ifa nedeniyle zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı her ne kadar satın almış olduğu bağımsız bölümün projeye aykırı olarak yapıldığını, bağımsız bölümün ayıplı olduğunu, bu ayıptan nakte ihtiyacı olduğunda satmak istediği aşamada haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, dosya kapsamında muvafakatnamede davacının ayıplardan en geç 12/01/2010 tarihinde haberdar olduğu ancak davalıyı ayıptan dolayı sorumlu tutacak herhangi bir işlem yapmadığı bu nedenle taşınmazı mevcut haliyle kabul etmiş olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamından davalının ayıbın süresinde ihbar edilmediğine yönelik bir savunması bulunmamaktadır. Ayıp ihbarı defi niteliğinde olup, bu husus davalı tarafından ileri sürülmesi gerekmektedir. Bu durumda; mahkemece, esasa girilerek bir karar verilmesi gerektiği halde yanılgılı gerekçe ile ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı hususu resen dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenlerine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.