Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/28076 E. 2018/8891 K. 03.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/28076
KARAR NO : 2018/8891
KARAR TARİHİ : 03.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca ve davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Ali Tizik geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava konusu parselleri gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı üçüncü kişiden 05/02/1992 de satın aldığını, parseller hakkında 24/07/2009 tarihinde davalı şirket ile gayrimenkul geliştirme ve satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye göre 325.000 m2 taşınmazın yarısını davalıya adına tapu alınması ve taşınmazlar üzerindeki işgalcilere satış vaadi sözleşmesi ile satılması işlemlerinin yapılması karşılığında devretmiş olduğunu ayrıca 09/12/2010 tarihinde işgalcilere satış yapabilsin diye bedelsiz olarak yarı hissesini davalıya temlik ettiğini, temliknamenin gerçekte bedelsiz olup geçerli olmadığını ve davalının hiç bir edimi yerine getirmemiş olduğunu ileri sürerek gayrimenkul geliştirme ve satış vaadi sözleşmesinin ve buna bağlı bedelsiz temliknamenin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, temlikname ve gayrimenkul geliştirme ve satış vaadi sözleşmesinin tamamen birbirinden bağımsız olup sözleşme gereği edimlerini yerine getirdikleri gibi temliknamenin de bedelsiz olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının gayrimenkul değerleme ve satış vaadi sözleşmenin feshi talebinin kabulüne, temliknamenin iptali yönündeki talebin ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı taraf ile akdettiği gayrimenkul geliştirme ve satış vaadi sözleşmesi ile temliknamenin feshi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiş, mahkemece yargılamada tesis edilen bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Hükme esas alınan raporda gayrimenkul geliştirme ve satış vaadi sözleşmesinin satış içerikli kısmının resmi yapılmadığı için her halde geçersiz olduğundan iptalinin istenebileceği, taahhüt edilen edimlere ilişkin kısmının ise davalı yanca temerrüte düşüldüğünden feshedilebileceği kanaati bildirilmiştir. Raporda temlikname yönünden ise temliknamenin sözleşmeden bağımsız olmakla beraber bedelsiz olduğu ispatlanamadığından geçerli olduğu vurgulanmıştır. Ne var ki, taşınmazın özellikleri, yapılacak işlerin kapsamı ve yapıldığı iddia olunan işlerin neler olduğu konuları açıklığa tam olarak kavuşmadığı gibi bilirkişinin gayrimenkul hususundaki uzmanlığı belirsiz olup rapora itirazlar da dikkate alındığında hüküm kurmak için elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece içinde gayrimenkul yönünden ve teknik işlerle de alakalı uzman kişilerin yer alacağı bir bilirkişi heyeti oluşturularak, gerekmesi halinde yerinde inceleme yapılmak sureti ile taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor tesis edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelmeye dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
2-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının tüm davalının sair temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davacının tüm davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 342,00 TL harcın davacıya, 342,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.