Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/27536 E. 2019/3884 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/27536
KARAR NO : 2019/3884
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalının … de dil okulu açmak istediğini ve bu konuda maddi yardımda bulunmasını istediğini ve bu konuda davacı ve eşi tarafından davalıya 2007 yılında ve 2008 yılında toplamda 30.000,00 TL borç para verdiğini, davacının alacağının sağlanması amacıyla 14/08/2014 tarihi itibariyle 47.889,04 TL alacağın tahsili için … 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/4088 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki davada, davacı kendi banka hesabından para çekerek davalıya 26/12/2007 tarihinde 20.000,00 TL ve 09/01/2008 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL borç para verdiğini, dekontların üzerinde davalının imzasının da olduğunu belirterek, davalı aleyhine başlattığı takipte itiraz edilip durması üzerine itirazın iptalini talep ve dava etmişse de, mahkemece, Adli Tıp Kurumu’nun 22/06/2015 tarihli raporu uyarınca dekontlar üzerindeki imzaların davalıya ait olduğu ancak “borç aldım” yazının davalıya ait olmadığı, bu nedenle takip dayanağı dekontların yazılı delil başlangıcı niteliğinde oldukları, bu durumda da alacaklı olduğunu iddia eden davacının alacaklı olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu, davacının davasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabileceği, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı ve davacı tarafından teklif edilen yeminin davalı tarafından yerine getirildiği anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davalı taraf, davacı yanca teklif edilen yemin beyanında davacıya daha önceden borç para verdiğini ve dekont üzerindeki imzaları alacağını aldığına dair olarak atıldığını, karşılıklı borç ve alacak bulunmadığını belirtse de, bu durum hayatın olağan akışına aykırıdır. Hal böyle olunca, dava konusu borcu ödediğini ispat yükü davalıya düştüğünden, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.