Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/26999 E. 2019/9713 K. 10.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/26999
KARAR NO : 2019/9713
KARAR TARİHİ : 10.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı; 16/09/1997 tarihinden, işveren tarafından yapılan fesih tarihi olan 10/09/2012 tarihine kadar davalı işverenin evinde hizmetli olarak çalıştığını, en son aldığı net ücretin aylık 1.400,00 TL olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile işverenin feshi bildirim süresine uymaması nedeniyle ödenecek tazminatın karşılığı olarak 500,00 TL, hizmet akdi haklı nedene dayanmaksızın feshedildiği için 8.400,00 TL, kullanmadığı yıllık izinlerin karşılığı olarak 500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının haftanın belli günlerinde temizlik, yemek, bulaşık gibi ev hizmetlerinde yardımcı olarak yanında çalışmakta iken kendisinin işi bıraktığını, hafta sonu, ulusal ve dini … ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, yol, yemek vb. hak ve alacaklarının bulunmadığını, yılın 3 ayını … ve tatil günlerini … dışında geçirdiğini, davacının tatil günlerinde çalışmış olmasının bu sebeple mümkün olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulü ile; davacının yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddine, davacının ihbar tazminatının talebinin kabulü ile 2.520,60 TL ihbar tazminatının 500,00 TL’lik kısmının dava tarihi olan 20/03/2013 tarihinden ıslahla artırılan 2.020,00 TL’nin ıslah tarihi olan 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının haksız fesih tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 2.520,60 TL haksız fesih tazminatının dava tarihi olan 20/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının ilave haksız fesih tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-4857 Sayılı Yasa’nın 4. maddesinin Birinci Fıkrası’nın (e) Bendi uyarınca, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, …, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukuki ilişkilerden Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır. Bu durumda uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle 818 Sayılı Kanun hükümleridir. Davacı’nın istemleri arasında ihbar tazminatı, haksız fesih tazminatı, yıllık izin ücreti yer olmaktadır. BK.’nun 344. maddesi’nde, “muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez.” hükmü, yine BK.’nun 345/1. maddesi’nde ise, “Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur.” hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, “bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder.” hükmü vazedilmiştir.
Yine, BK.nun 334. maddesine ise, “İşveren işçiye mutat serbest saatler yada günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir.” BK.nun 340./II. maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür.
Somut olayda; davacı, davalının ev hizmetlerinde 16/09/1997 ile 10/09/2012 tarihleri arasında çalıştığını, davalı tarafından haksız olarak iş akdine son verilmesi nedeniyle yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı ve haksız fesih tazminatı alacağının bulunduğunu iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf da, davacının haftanın belirli günlerinde çalıştığını, herhangi bir alacağının bulunmadığını, işi davacının bıraktığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre davacı, davalı yanında 16/09/1997 ile 10/09/2012 tarihleri arasında çalışmış ve iş akdine davalı tarafından son verilmiştir. Zira davalı, davacının kendisinin işten çıktığını ispatlayamamıştır. Bu durumda davacı ihbar tazminatı, haksız fesih tazminatı ve yıllık izin ücretine hak kazanmıştır. Bu talepleri, taraflar arasındaki hizmet akdinin kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nun yukarıda sayılan ilgili maddeleri gereğince değerlendirilmelidir. Tüm bu nedenlerle yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenle davacının ve davalının ikinci bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 86,09 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.