Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/26854 E. 2019/2132 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/26854
KARAR NO : 2019/2132
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, asıl borçlu sıfatıyla davalı arasında 01/08/2011 tarihli, 45.000,00 TL bedelli bireysel kredi sözleşmesi imzalandığını, borçlunun kredi sözleşmesi hükümlerine aykırı davranarak üst üste üç kredi taksitini ödemeyerek temerrüde düştüğünü bunun üzerine kredi hesabının 29.11.2012 tarihinde kat edildiğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı asıl borçlunun takibe itiraz ettiğini, bu haksız itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi, alacağın %20’sinde aşağı olmamak üzere icra inkarına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı, kredi sözleşmesini patronunun baskısıyla ve zorlamasıyla imzaladığını, patronu, patronunun ailesinin ve alacaklı banka şube müdürü aleyhine dolandırıcılık suçundan dolayı yapılan şikayet üzerine, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/59291 Sor. Nolu dosyası ile haklarında soruşturma başlatılmış ve halen dahi devam etmekte olduğunu bu soruşturmanın sonucunun beklenmesini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; bilirkişi raporuna itiraz edildiği ve belgeler sunulduğu halde bu hususlar incelenmeden ve ek rapor alınmadan karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Mahkeme tarafından aldırılan 19/10/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı banka tarafından davalıya noter kanalıyla hesap kat ihtarnamesi gönderilmiş olduğunu ancak tebliğ şerhinin dava dosyası içerisinde olmadığından davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü belirtilerek alacak hesaplanmıştır. Davacı ise, ihtarnamenin tebliğ edildiğini, tebliğ şerhinin ilgili noterlikten sorulmasına karar verilmesi ve gelecek cevaba göre yeniden ek rapor tanzim edilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdiini talep etmiştir. Ancak mahkemece, tesis edilen ara kararla tebliğ şerhlerinin tamamlanmasına rağmen, davacının dosyanın ek rapora gönderilmesi talebinin yerel mahkemece yerinde görülmeyerek mevcut bilirkişi raporuna göre karar tesis edildiği görülmüştür. Oysa ki, davacının bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar karşılanmalı, sonucuna göre bir karar verilmeliydi. Bu yönler gözardı edilerek yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; açıldığı iddia edilen savcılık soruşturması veya bunun sonucu açılan bir dava dosyası varsa bunun getirtilip birlikte incelenmesi gerekirken, buna riayet edilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda temyiz olunan kararın birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı, ikinci bentte açıklanan nedenle de davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halindetaraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık olmak üzere, davacı yönünden HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.