Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/26423 E. 2019/8353 K. 16.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/26423
KARAR NO : 2019/8353
KARAR TARİHİ : 16.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, … … TOKİ konutlarından daire satın almak için 24.04.2009 yılında davalı ile … … TOKİ projesi gayrımenkul satış sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede dava konusu taşınmazın teslim süresinin 30 ay olarak belirlendiğini, ancak dairenin zamanında teslim edilmediğini ve kira kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 200,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; bilahare 15.04.2016 tarihli ıslah ile talebini şimdilik 17.010,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile toplam 17.010,00 TL kira alacağı tazminatına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesinin “gayrimenkulün teslimi ve kullanılması” başlıklı kısmında gayrimenkulün inşaat süresi 30 ay olarak düzenlenmiştir. Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK 125. vd. (BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir. Bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK 125. vd. (BK 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacı zararını talep etmekte haklıdır. Mahkemece, fiili teslim tarihi olarak tanık beyanı esas alınmak suretiyle 01.12.2014 tarihi kabul edilmiş ve sözleşme ile konutun teslim edileceği tarih olarak belirlenen 24.10.2011 tarihinden 01.12.2014 tarihine kadar geçen süre için kira tazminatına hükmedilmiştir.
Mahkemece, herne kadar tanık beyanına itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de, davacı yan keşifte; teslim tutanağını kendisinin imzalamadığını beyan etmek suretiyle imzasını inkar etmiştir. Bu konuda taraflardan açıklama istenerek, imzanın kime ait olduğu tespit edilmeli, gerekirse imza incelemesi yapılmalıdır. Ayrıca mahkemece site yönetiminden gelen davacının 01.05.2014 tarihi itibariyle dairesinde oturduğuna ilişkin yazıya neden itibar edilmediğinin kararda tartışılmamış olması da hatalıdır.O halde mahkemece, davacının dairesinde oturduğu tarihe ilişkin site yönetimi yazısı ile dosyadaki diğer taraf delilleri birlikte değerlendirilerek ve gerekçesi de gösterilmek suretiyle fiili teslim tarihinin belirlenmesi ve bu tarih esas alınmak suretiyle kira tazminatının hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.